Su Kirliliğine Sebep Olan Faktörler

Su kirliliğine sebep olan faktörler çok çeşitlidir. Bunları aşağıdaki kategorilerde incelenmiştir.

Su Kirliliği | Yüzeysel Sularda Kirletici Unsurlar

Su Kirliliği ve Organik Kirleticiler



Organik kirleticiler sularda çözünmüş olan oksijeni tüketerek kirlenmeye sebep olan maddelerdir. Böyle maddeler daha çok antropojenik faaliyetler (ev atıkları, hayvan atıkları, gıda fabrikaları atıkları, kağıt fabrikaları atıkları ...) sonucu sulara karışırlar ve karıştıkları sular durgunsa, bunlar suyun dibinde toplanırlar. Buna sedimantasyon denir. Sedimantasyonla çöken organik maddeler içinde inorganik maddeler de bulunur.

Organik ve inorganik maddelerin bir karışımı olan sedimentler, bakteriler ve öteki mikroorganizmalar için iyi bir ortamdır. Böyle bir ortamda mikroorganizmalar suda çözünmüş oksijeni de kullanarak sedimantasyondaki organik maddeleri parçalarlar ve onlardan su, CO², nitrat, sülfat ve fosfat meydana getirirler. Bu şekilde sedimentte bulunan organik maddelerin suda çözünmüş halde bulunan oksijen yanında mikroorganizmalar tarafından parçalanmasına aerobik parçalanma denir. Aerobik parçalanma ile çözünmüş oksijenin konsantrasyonu azalır. Bu azalma, su tarafından havadan oksijen absorplanarak telafi edilmeğe çalışılır. Ancak, sudaki sedimentde organik madde çok ise, birim hacimde, üreyen bakteri sayısı da çok olur ve havadan absorplanan oksijen, bakteriler tarafından kullanılan oksijeni karşılayamaz hale gelir ve söz konusu su birikintisinin oksijeni zamanla tükenir. Bu durumda aerobik bakteriler ölür ve onların yerini bu defa anaerobik (oksijensiz yaşayan) bakteriler alır. Bunlar da, sedimentdeki organik maddeleri parçalamaya devam ederler.


Salgın Hastalıklara Neden Olan Kirleticiler



Su, patojenik (hastalık yapan) mikroorganizmalar için iyi bir taşıyıcıdır. Tifo, paratifo, kolera,dizanteri, çocuk felci (polio), sarılık (hepatit) gibi salgın hastalıkların mikropları sularla taşınır ve yayılır. Bu nedenle kullanılan suların kalitesinin bakteriyolojik yönden sık sık kontrol edilmesi gerekir.

Koli bakterileri insan sindirim sisteminde yaşar ve çoğalır. Bunların hastalık yapma özellikleri yoktur ve daima insan dışkılarında bulunurlar. Bir suda kolibasilinin bulunması, o suyun lağım sularıyla kirlendiğini gösterir. Kolibasillerinin doğal sularda yaşama ve çoğalma şansları hiç yoktur.


Bitkilerin Anormal Büyümesine Neden Olan Kirleticiler



Su bitkileri de dahil, bitkilerin gelişmeleri için çeşitli elementlere ihtiyaç vardır. Bu elementlerin sayısı 15-20 kadardır. Su bitkileri bu elementleri sudan ve havadan alır. Bu elementlerce (karbon, azot, fosfor, potasyum, kükürt ... vb.) zengin sularda, su bitkileri çok iyi yetişir. Buna ötrofikasyon denir (bitkilerin anormal çoğalması). Ötrofikasyon, normal olarak kirlenmemiş doğal sularda da görülen bir olaydır. Antropojenik aktiviteler sulara başlangıçta bol miktarda besin girmesine sebep olur. Bunun sonucunda bitkiler daha iyi gelişir. Ancak, bu gelişme bir yerden sonra zararlı olmaya başlar. Çünkü, sulardaki çözünmüş oksijen konsantrasyonu azalır. Bu da hayvanların ölmesine sebep olur.


Sentetik Organik Kirleticiler



Sentetik organik maddelerde suları büyük ölçüde kirletirler. Bunların üretimi her yıl bir evvelkine göre biraz daha arttığından ve bunlarda çevrede kolay parçalanmadıklarından sadece sularda değil, genel olarak çevrede ciddi bir sorun haline gelmişlerdir.

Sentetik organik maddeler denince akla başlıca: Petrol kökenli yakıtlar, deterjanlar, plastikler, pestisidler, plastikleştiriciler, besin katkı maddeleri, elyaflar, çözücüler, elastomerler, yağlı boyalar gelir.

Bunlardan özellikle deterjanların içerdikleri fosfatlar yüzeysel sularda ötrofikasyona ve dolayısıyla ikinci kirlenmeye neden olmaktadır. Sentetik deterjanların evlerde kullanılmaya başlanılması, evsel atık suların özelliğini değiştirmiştir. Ancak, öteki maddelerin yarattığı kirlilikler veya çevre sorunlarının bazıları şunlardır:

1) Doğal sularda bulunan su bakterileri tarafından biyolojik olarak parçalanmadıkları gibi atık madde işleme proseslerinde de parçalanmazlar. Bundan dolayı sularda uzun süre kalırlar (plastikler, pestisidler gibi).
2) Bazıları suya kötü renk, koku ve tat verirler. Bu durum o suda yetişen balık türlerini olumsuz yönde ve büyük ölçüde etkiler.

3) Bunlardan bazıları (petrol atıkları, pestisidler) çok düşük konsantrasyonlarda bile akuatik hayat için son derece zararlıdır.

İnorganik Kirleticiler



Bu atıkların başlıcaları:

a) Tuzlar
b) Metaller
c) Mineral asitler
d) Minarellerdir.

Bunların sudaki etkileri başlıca üç gruba ayrılır.

1. Asitliliğin artması '
2. Tuzluluğun artması
3. Toksitliliğin artması

Asitliliğin artması: Sularda asitliğin artması başlıca üç şekilde olur.

a) Yağmur sularıyla
b) Madencilik drenajlarıyla
c) Kimyasal işlemler uygulanır.

Yağmur sularının etkisiyle sulardaki asitliliğin artması, yakın bir geçmişte farkına varılan bir tabiat olayıdır. Madencilik drenajlarıyla sulardaki asitliğin artması ise oldukça eskiden beri bilinen bir olay buna demir kurşun, bakır çinko gibi metal sülfürlerin atıkları sebep olur.

Kimyasal işlem uygulanması, faal olan maden ocaklarında kullanılan suyun dışarıya verilmesi sonucunda ortaya çıkar.

Tuzluluğun artması: Sularda tuzluluğun artması çok sık rastlanan bir olaydır. Dünyadaki suların %97'si denizlerde bulunur. Bilindiği gibi deniz suları da hep tuzludur. Buna göre, dünyadaki sulardan ancak %3'ü kullanılabilir durumdadır. Ne var ki bunlarda bile çeşitli tuzlar bulunur.

Bu tuzlar su kaynaklarından gelir.

1. Suda çözünen minerallerden
2. Endüstriyel atıklardan
3. Sulamalardan
4. Okyanus sularından
5. Kış aylarında buz eritmek için kullanılan tuzlardan.

Toksitliliğin Artması: Civa, kurşun, kadmiyum, krom nikel gibi bazı ağır metal katyonları canlı vücudunda birikir ve toksit etkiyi gösterir.


Yapay Organik Kimyasal Maddeler



Bu maddeler farmasotik, petrokimya ve zirai-kimya endüstrilerince giderek artan miktarlarda üretilmektedir. Bu yapay maddeler, yerlerini aldıkları doğal maddelere kıyasla daha güç biyolojik yok olmaya uğrarlar. Bu maddeler en çok sanayi tesislerinin atıklarıyla doğaya bırakılırlar.

Pestisidler



Bu tür yapay organik maddeler, zararlı böcek, bitki ve mantarlarla mücadelede kullanılmaktadır. Pestisidler, uygulamada genellikle insanlara zararlı olmayacak derecede düşük dozlarda verilmelerine rağmen, uzun zaman süreleri boyunca bu maddelere maruz kalındığında, zararlı etkileri zaman içerisinde ortaya çıkmaktadır. Pestisidlerin doğal çevredeki biyokimyasal süreçlerle yok olmaları çok yavaş olmaktadır. Bunların besin zincirine girmesi ve bu zincirler boyunca biyoakümülasyona uğramaları ekosistemlerde önemli sorunlar yaratır.

Radyoaktif Kirleticiler



Bazı elementlerde oldukça kuvvetli radyoaktif çekirdekler bulunabilir. Bu radyoaktif çekirdeklerin yaydığı ışınlar canlılar için çok zararlı ve hatta bazen öldürücü olabilir. Çünkü, sediment içindeki bu çekirdekler sindirim ve solunum sistemine geçer ve orada oldukça uzun süre kalır ve ışın yaymaya devam eder. Yayılan bu ışınlar canlı dokularına büyük zarar verir. Zararın derecesi, radyoaktif çekirdeğin cinsine, miktarına, vücutta kalma süresine ve kana karışıp karışmadığına bağlıdır.

Yeryüzünde nükleer enerjiden yararlanma hızla artmaktadır. Bu tip tesislerden çıkan reaksiyon ürünleride radyoaktiftir. Nükleer atıkların yeraltında veya denizaltında çok uzun zaman süreleri boyunca saklanması için kullanılan kaplardan kaynaklanabilecek sızmalar bu maddelerin oluşturabileceği toksit etkiler açısından önem taşımaktadır. Radyoaktif kirlenme bunun dışında hastahanelerden, araştırma kuruluşlarından ve bazı endüstri dallarından da kaynaklanabilmektedir. Atmosferde yapılan nükleer silah denemeleri sonucunda artan radyoaktivite, yağmur sularını da kirletmekte ve bunun Sonucu olarak yüzeysel sular, radyoaktif kirlenmeye maruz kalabilmektedir.

İnsan sağlığı açısından büyük tehlike yarattıklarından radyoaktif kirleticiler kaynakta kesin olarak kontrol edilmelidir.

Sediment Kökenli Kirleticiler



Yeryüzü sularını en çok kirleten olaylardan birisi de, sedimantasyondur. Sedimantasyon yoluyla yeryüzü sularına ulaşan katı kirleticilerin (süspansiyonların) kütlesi, atık sularla ulaşanlardan asgari 700 kat daha büyüktür. Katı kirleticiler veya süspansiyonlar genellikle yağmur, kar, sel, rüzgâr gibi doğal olaylarla meydana gelir. Ancak, antropojenik kaynaklardan da örneğin, tarımsal faaliyetlerden ve açık madencilikten büyük miktarlarda süspansiyon hasıl olur. Açık madencilikte birim alandan hasıl olan süspansiyon miktarı tarımsal faaliyetlerden hasıl olanlardan ortalama 25-30 defa daha fazla olup, km² başına yılda yaklaşık 10.000 ton kadardır.

Yağlar ve Benzeri Maddeler



Tankerler veya boru hatlarıyla taşınan petrolün kazalar, sonucunda yüzeysel sulara karışmasının yarattığı olumsuz etkiler açısından önem taşımaktadır.

Atık Isı



Atık ısı, genellikle çevre kirleticileri arasında sayılmaz. Ancak belirli bir yerde toplanması öteki kimyasal çevre kirleticileri kadar zararlı olur. Isının bir göl veya barajda toplanması, o göl veya baraj suyunun endüstride soğutma suyu olarak kullanılmasından ileri gelir. Endüstriyel amaçla kullanılan suların %70'i soğutma işlerinde kullanılır. Bilindiği gibi ısının belirli bir yerde toplanması o yerin sıcaklığının yükselmesine, sıcaklığın yükselmesi de çeşitli zararlara neden olur. Bu zararlar başlıca şöyledir:

a- Suda çözünen oksijenin yüzdesi düşer,
b- Kimyasal reaksiyonlar hızlanır,
c- Akuatik hayat alt üst olur.
d- Isı, sekonder soğutma suyu büyük miktarlarda ısıyı göle veya baraja taşır. Taşınan ısı, göl veya barajda toplanır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coğrafya Dersleri Kazanımları Listesi

Coğrafi Konumun Türkiye Ekonomisine Etkileri

2014 TÜİK Tarım ve Hayvancılık Verileri