Kayıtlar

Mart, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yükseltinin Sıcaklığa Etkisi

Resim
Yer yüzünden atmosfere doğru yükseldikçe sıcaklık azalır. Çünkü: • Güneşten gelen ve yerden yansıayn ışınlar atmosferdeki subuharı tarafından tutulur. Subuharı atmosferin alt tabakalarında daha yoğundur. Yükseldikçe subuharının atmosfer içindeki oranı azaldığından sıcaklık da azalır. • Atmosfer yerden yansıyan yada soğrulan ışınların sıcaklığı ile de ısınır. Bu ışınlara karanlık ışınlar adı verilir. Isı taşıyan bu ışınlar, atmosferin alt tabakalarında tutulur. Bu nedenle Atmosfer daha çok yerden yayılan bu ışınlarla ısınır. Fuji Dağı Işıma (yer radyasyonu): Atmosferi geçerek yeryüzüne gelen güneş ışınları yeryüzünün taşlarını, topraklarını, sularını ve canlılarını ısıtır. Bu cisimler gündüzleri güneşten aldıkları ısıyı geceleri atmosfere geri vererek soğur. Yer yüzünün geceleri ısı kaybederek soğumasına ışıma denir. Işıma yoluyla atmosfere verilen ısı atmosferin alt tabakalarında tutulduğundan atmosferin altı üstünden daha sıcak olur. Yükseldikçe sıcaklık yaklaşık olara

Harita Çeşitleri

Resim
Harita ; doğal, sosyal, ekonomik varlık ya da olayların dağılışını gösterir. Haritalar üç büyük gruba ayrılır: Doğal Varlık ya da Doğal Olayları Gösterenler Harita Çeşitleri Bu haritalar da konularına göre çeşitlere ayrılır: 1. Fiziki Haritalar: Yerşekillerinin (dağ, ova, plato, vadi ve çukurlukların) dağılışını gösterir. Yerşekillerinin yükseltileri izohipslerle gösterilir. Boyanmış haritalarda yükselti ve derinlikler renk şeridinde belirtilir. Renk şeridi ve diğer harita işaretleri haritanın alt kesiminde bulunan " Lejand " adı verilen bölümde yer alır. 2. Topografya Haritaları: Büyük ölçekli fiziki haritalardır. İzohipsler küçük basamaklarla, genelde 25 ya da 50 metrede bir geçirilirler. Bu haritalarda orman, bataklık, baraj gibi doğal ve ekonomik varlıklar da yer alır. 3. Askeri haritalar: Büyük ölçekli topografya haritalardır. Ölçekleri 1/25000 olanları vardır. Bu haritalar çok ayrıntılıdır. Dere tepe, kaynak gibi doğal varlıklar ile okul, çeşme, cami vb.

Dünyanın Yıllık Hareketi

Resim
Dünya, bir yörünge boyunca, Güneşin etrafında 365 gün 6 saatte bir tur yaparak döner. Şubat ayının uzunluğu: Altı saatler 4 yılda bir gün eder. Bir gün Şubat ayına verildiğinden Şubat ayı, her dört yılda bir ay 29 gün sürer. 29 günler, yılların dörde tam bölündüğü yıllara rastlar. Ayların geliş sırasından anlaşıldığına göre, Dünya, Güneş etrafında saat ibresinin ters yönünde döner. Bu nedenle Ocak'tan sonra Şubat gelir. Dünya'nın yörüngesi 939 milyon km. dir. Bu mesafeyi yaklaşık 365 günde aldığından, yörüngede saatteki dönüş hızı 108.000 km kadar olur. Dünya, saatte 108.000 km hızla döndüğü halde parçalanmaz. Ayrıca dönüşü fark edilmez. Çünkü uzay boşluğunda sürtünme ortamı yoktur. Atmosfer de yaklaşık aynı hızla döner. Dünya, Güneş'e ocak ve şubat aylarında yaklastığı için, bu aylarda Dünya ile Güneş'in çekim güçleri artar. Çekim artması nedeniyle Dünya'nın dönüş hızı artar. Bu nedenle, Şubat ayı diğer aylardan daha kısa sürer. Dünya, temmuz ayında Güne

Dünya'nın Günlük Hareketi

Resim
Dünya, kendi ekseninin etrafında döner. Dünya'nın Ekseni: Dünya'nın kutuplarından ve merkezinden geçen doğrudur. Dünya'nın Dönüş nedeni: Yer çekimi ile Güneş ve yıldızların çekim kuvvetlerinin bileşkesi, Dünya'nın dönüşünü sağlar. Dünya'nın Dönüş Yönü: Dünya batıdan doğuya doğru, saat ibresinin ters yönünde döner. Güneş'in doğudan batıya doğru olan hareketi, Dünya'nın batıdan doğuya doğru dönmesinin sonucudur. Dünya'nın Dönüş Hızı: Dünya'nın Ekvatordaki dönüş hızı, saatte 1670 km. dir. Çünkü Ekvator, 40.076 km. uzunluğundadır. Bu uzunluğu 24 saatte dönerek tamamlar. Eksen Hareketinin Sonuçları 1. Gece ve gündüzler biribirlerini izler Gece ve gündüze bağlı olarak çeşitli olaylar görülür. Bunların fiziki coğrafya ile ilgili olanları şunlardır: a. Günlük sıcaklık farkının oluşması b. Günlük sıcaklık farkına bağlı olarak günlük basınç farkının oluşması c. Günlük basınç farklarından meltem rüzgârlarının oluşması d. Günlük sıcakl

Ay Tutulması | Güneş Tutulması

Resim
Güneş, Dünya ve Ay, aynı doğrultuda bulunduklarında Ay ya da Güneş tutulması olur. Ay Tutulması Dünya Güneş ile Ay arasında bulunduğu zaman Dünya'nın gölgesi Ay üzerine düşerek Ay'ın Güneşten ışık almasını önler. Ay, Güneş'in ışığını yansıtamadığından Dünya'dan görülmez. Dünya'nın gölge konisinin Ay üzerine düşebilmesi için Ay ile Dünya'nın hem aynı doğrultuda bulunması ve hem de birbirine yakın olması gerekir. Bu nedenle tutulma on ya da onbir ayda bir gerçekleşir. Ayrıca tutulma Dünya'nın farklı bölgelerinden farklı biçimde gözlenir. Güneş Tutulması Güneş Tutulması Ay, Güneş ile Dünya arasına girdiği zaman Ay, Güneş ışınlarının Dünya'ya gelmesini engeller. Böylece Güneş tutulması gerçekleşir. Tutulma her yerde görülemez. Çünkü Ay küçüktür. Güneş tutulması küçük bir alanı kapsar. Tutulma süresi bir saatten az olur. Güneş tutulması da Ay tutulması gibi on ya da onbir ayda bir gerçekleşir.

Ay, Ay'ın Hareketleri ve Ay'ın Evreleri

Resim
Ay, Dünya'nın uydusudur. • Dünya'ya uzaklığı: 384.000 km. • En yakın zamanı: 356.000 km. • En uzak zamanı 407.000 km • Hacmi (büyüklüğü) Dünya'nın 1/50 si kadardır. • Yüzölçümü: 30.000 km , yaklaşık Afrika kadardır. • Çapı: 3.500 km dir.• Ay günü: 28 gün 13 saat • Güneş gününe göre ay günü: 29,5 gün • Ay yılı: 354 gün • Güneş yılı: 365 gün, 6 saat Ay'ın Hareketleri Ay, ekseni etrafında 29.5 g.nde bir tur yaparak döner. Ay'ın meridyenimizden iki dafa geçişi arasındaki zaman dilimi 24 saat 50 dakikadır. Buna ay günü denir. Ay günü, güneş gününden 50 dakika daha uzun olur. Buna bağlı olarak arabi yıl, güneş yılına göre yılda yaklaşık 10 gün daha kısa olur. Bu nedenle ramazan ayı ve dini bayramlar her yıl 10 gün önce gelir. 50 dakikalık bu uzunluk Ay çekimiyle oluşan gelgit olayında her gün 50 dakikalık bir gecikme görülür. Ay'ın eksen ve yörünge hareketleri vardır. Yörünge hareketini Dünya etrafında dönerek tamamlar. Eksen ve yörünge hareketini

Coğrafyanın Tanımı ve Bölümleri

Resim
Coğrafya ; doğal, sosyal ve ekonomik etkinliği bulunan varlık ya da olayların oluşum, özellik, dağılış ve etkilerini belli ölçülerde inceleyen bilimdir. Bu tanımıyla coğrafya , hem doğal ve hem de sosyal bilimler içinde yer alır. Ama Batı Avrupa'da ise coğrafya, fen bilimleri içersinde okutulur. Coğrafi Terimler 1. Coğrafi Varlık: Doğal, sosyal ve ekonomik etkinilği bulunan varlıklardır. • Doğal varlık: Dağ, deniz, orman, taş, toprak vb. varlıklardır. • Sosyal varlık: İnsan sosyal varlıktır. • Ekonomik varlık: Tarım ürünü, hayvan ve hayvan ürünü, maden, fabrika ve fabrika ürünü vb. 2. Coğrafi Olay: Doğal, sosyal ve ekonomik etkinliği bulunan olaydır. Çeşitleri: • Doğal Olay : Enerjilerini Güneşten ve yerin derinlik ve özelliğinden alan olaylardır. Örnekler: Dağların oluşumu, sıcaklığın değişmesi, rüzgarın esmesi, yağmurun yağması, akarsuyun akması, denizin dalgalanması, yerin sarsılması vb. • Sosyal Olay: İnsanın yeryüzündeki olaylarıdır. Bunlar : Nüfusun artışı,

Türkiye'deki Toprak Tipleri

Resim
Türkiye; iklim çeşitliliğinin fazla olması, arazilerdeki ana kayaların farklı yapılarda olması, bitki örtüsü çeşitliliği, yükselti ve yer şekillerinde görülen farklılıklar gibi nedenlerden dolayı çeşitli toprak tipleri görülür. Türkiye'deki Başlıca Toprak Tipleri Alüvyal Topraklar Akarsu ve sel sularının yükseklerden aşındırdıkları kum, mil, kil ve çakıl gibi malzemeleri eğimin azaldığı yerlerde biriktirmeleriyle oluşan topraklardır. Bu tür topraklar genellikle akarsu boylarında, vadi ve ova tabanlarında, yamaçların eğimin azaldığı kesimlerindeki birikinti konilerinde ve deltalarda görülür. Son derece verimli olan bu topraklar yurdumuzun tarım ekonomisi açısından son derece önemlidir. Terra Rossa Toprakları Akdeniz ikliminin görüldüğü yerlerde kireç taşlarıyla kaplı alanlarda oluşan bu topraklar kırmızı renklidir. Yurdumuzda en çok Akdeniz Bölgesinde görülür. Kahverengi Orman Toprakları Bu tür topraklar ise özellikle Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinin geniş

Göçlerin Neden ve Sonuçları

Resim
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GÖÇ HİKAYELERİ Kavimler Göçü - Tarihteki en önemli kitlesel göç hareketidir. - 4 yy. gerçekleşen bu göçün nedenleri • Boylar arası mücadele • Çin baskısı • Kuraklaşan iklim • Artan nüfusa yeni yerler bulma isteği • Ekonomik zorluklar gibi nedenler sayılabilir. - Bu nedenler ile göç eden Türk kavimleri şu yolları kullanmıştır; • Kuzeye gidenler Sibirya’ya • Güneye gidenler Hindistan ve Afganistan’a • Doğuya gidenler Uzak Doğu’ya • Batıya gidenlerin bir kısmı Hazar Gölü Kuzeyinden Avrupa’ya bir kısmı ise Hazar Gölü güneyinden Anadolu, Mısır, İran ve Irak’a gitmişlerdir. - Atın evcilleştirilmiş olması, araba ve tekerleğin bilinmesi bu göçleri kolaylaştırmıştır. - Kavimler göçü il çağın kapanıp orta çağın açılması, Avrupa’nın etnik yapısını değiştirmesi ve bu kıtanın bugünkü temellerinin atılması, Roma imparatorluğunu parçalaması açısından önemlidir. - Kavimler göçünün gerçekleşmesinde doğal, sosyal, ekonomik ve siyasi birçok neden ortaklaşa

Göç Türleri

Resim
İnsanların siyasi, sosyal, ekonomik ve doğal nedenlerle geçici veya sürekli olarak yer değiştirmesine göç adı verilir. Oluşum Nedenlerine Göre Göçler 1. Gönüllü Göç: - İnsanların bulundukları alanı kendi iradeleri ile terk etmeleridir. - Bu göçlerin oluşumunda çekici faktörlerin etkisi vardır. - Gönüllü göçe neden olan çekici faktörler: • İnsanların içinde bulunduğu standartları yükseltme isteği • Daha iyi eğitim alma isteği • Sağlık alışveriş gibi sosyal hizmetlerden daha iyi yararlanma isteği • Kariyer yapma isteği • Daha yüksek ücretli bir iş bulma isteği • Kişisel özgürlük ve inançları daha iyi yaşama isteği • Arkadaş, aile, akraba ve aynı kültürdeki insanlarla birlikte olma isteği 2. Zorunlu Göç: - İnsanların bulundukları yeri kendi iradeleri dışında terk etmeleridir. - Bu göçlerin oluşumunda itici faktörlerin etkisi vardır. - Zorunlu göçe neden olan itici faktörler şunlardır: • Savaşlar • Doğal afetler • Sosyal hizmetlerin yetersizliği • Temel ihtiy

Türkiye'de İllere Göre Yıllık Yağış Toplamı

Havada bulunan su buharının, yoğunlaşarak sıvı ya da katı biçimde yeryüzüne düşmesine yağış denir. Yağışlar plüviyometre denilen bir aletle ölçülür. Yağışın ölçü birimi metrekareye kg veya mm'dir. TÜRKİYEDE İLLERE GÖRE YILLIK YAĞIŞ TOPLAMI (mm) 1 ADANA 639 2 ADIYAMAN 679 3 AFYON 411 4 AĞRI 520 5 AKSARAY 341 6 AMASYA 458 7 ANKARA 400 8 ANTALYA 1077 9 ARDAHAN 550 10 ARTVİN 714 11 AYDIN 622 12 BALIKESİR 551 13 BARTIN 1039 14 BATMAN 461 15 BAYBURT 442 16 BİLECİK 452 17 BİNGÖL 937 18 BİTLİS 1202 19 BOLU 554 20 BURDUR 415 21 BURSA 698 22 ÇANAKKALE 598 23 ÇANKIRI 400 24 ÇORUM 451 25 DENİZLİ 550 26 DİYARBAKIR 473 27 DÜZCE 818 28 EDİRNE 584 29 ELAZIĞ 396 30 ERZİNCAN 374 31 ERZURUM 405 32 ESKİŞEHİR 363 33 GAZİANTEP 549 34 GİRESUN 1257 35 GÜMÜŞHANE 460 36 HAKKARİ 731 37 HATAY 1090 38 IĞDIR 258 39 ISPARTA 503 40 İSTANBUL 850 41 İZMİR 690 42 KAHRAMANMARAŞ 713 43 KARABÜK 503 44 KARAMAN 327 45 KARS 487 46 KASTAMONU 488 47 KAYSERİ 393 48 KIRIK

Türkiye'nin Akarsuları ve Genel Özellikleri

Resim
Türkiye Akarsularının Özellikleri 1. Akarsularımızın Yatak eğimleri fazladır. (Ülkemizin ortalama yükseltisi fazla olduğu için) 2. Akış hızları fazladır. 3. Hidroelektrik enerji potansiyelleri yüksektir. 4. Boyları kısadır. (Dağlık alanlar fazla olduğu ve üç tarafımız denizlerle çevrili olduğu için) 5. Rejimleri düzensizdir. (İklim koşulları gereği) 6. Ulaşıma uygun değillerdir. (Akış hızları fazla ve yatakları dar ve derin olduğundan) 7. Denge profiline erişmemişlerdir. (Ülkemiz jeolojik bakımdan genç bir ülke olduğundan) Denge Profili Bir akarsuyun yatağını derine doğru aşındırarak deniz seviyesine indirmesine denge profiline erişmesi denir. Denge profiline erişmiş akarsuların; • Yatak eğimi fazladır. • Akış hızı fazladır. • Aşındırma gücü fazladır. • Biriktirmeden çok aşındırma faaliyeti ön plandadır. • Enerji potansiyeli yüksektir. • Taşımacılığa uygun değillerdir. Denge profiline erişmemiş bir akarsuyun; • Yatak eğimi azdır. • Akış hızı azdır. •

Göç Hikayeleri - Tek Suçları Müslüman ve Türk Olmak

Resim
Dünyayı utandıracak tarihi gerçek Göç hikayeleri, göç türküleri ayrı dillerde söylense de duygular, hüzünler hep aynı noktaya işaret ediyordu. ''Göç göç oldu göçler yola dizildi, uyku geldi ela gözler süzüldü''... Rus işgalinden ve Ermeni mezaliminden canlarını, yavrularını kurtarmak için kaçan Erzurum halkının göç türküsü böyle başlar. Osmanlı Devleti'nin zayıflaması ile işgale uğrayan Kafkas ve Balkan coğrafyasında yaşayan Türk ve Müslüman halklar için de umutsuzluklar, göçler, ölümler, işgaller, ana vatanlardan kopuşlar, tehcirler de başlamış oldu. Göç hikayeleri, göç türküleri ayrı dillerde söylense de duygular, hüzünler hep aynı noktaya işaret ediyordu. Sürgün edilen, ana vatanlarından koparılan, hastalıklara yenik düşen, yollarda ölen, açlık ve sefaletle karşı karşıya kalan bu halkların acısı, ne yazık ki dünyanın gelişmiş ülkelerince bir türlü görülmedi. Tehcir edilen halkların sığınağı haline gelen Türkiye'yi, yıllardır Ermeni iddialarıyla karşı

Dalga Aşındırma ve Biriktirme Şekilleri

Resim
1. Dalgalar: Dalga, deniz yüzeyindeki salınım hareketleridir. Dalgaları oluşturan nedenler; • Dünya’nın dönmesi, • Rüzgarlar, • Depremler, • Denizaltı heyelanı, • Volkanizma’dır. Deniz dibindeki depremlere ve volkanik faaliyetlere bağlı olarak oluşan dalgalara tsunami dalgaları denir. 2. Akıntılar: Deniz yüzeylerindeki suların, bulundukları yerlerden başka alanlara doğru taşınmasına akıntı denir. Akıntıların oluşmasına neden olan faktörler şunlardır: a. Yoğunluk farkı: • Sıcaklık farkı: Yoğunluğu fazla olan soğuk sular, alttan sıcak su alanlarına doğru, yoğunluğu az olan sıcak sular, üstten soğuk su alanlarına doğru akarlar. • Tuzluluk farkı: Yoğun olan tuzlu sular, alttan tatlı su bölgelerine doğru, yoğunluğu az olan tatlı sular ise üstten tuzlu su bölgelerine doğru akarlar. b. Seviye farkı: Beslenme kaynakları fazla olan denizlerin seviyeleri, beslenme kaynakları az olan denizlere göre fazladır. Örneğin, İstanbul ve Çanakkale boğazındaki akıntılar gibi. c. S

Karstik Aşındırma ve Biriktirme Şekilleri

Resim
Karst topoğrafyası, karbondioksitli suların başta kireçtaşı olmak üzere jips, kaya tuzu ve kalker gibi eriyebilen kayaları eritmesi ile oluşmaktadır. Esas itibariyle, karst topoğrafyası, kireçtaşı veya kalkerlerin erimesi ve suda eriyik halde bulunan kalsiyum bikarbonatın suyun buharlaşması ile tekrar CaCO3 çökelmesi sonucunda meydana gelmektedir. Karstik Alanların Özellikleri • Çıplak zeminler geniş yer tutar. • Toprak erimeler sonucunda oluşan çukurlarda toplanmıştır. • Karstlaşmış kayaların yüzeyi su bakımından fakirdir. • Tarım olanakları sınırlıdır. • Yerleşmeler az ve dağınık topraklara bağlı olarak serpilmiştir. Akdeniz Bölgesinin batısı, Güney Ege, Kuzeydoğu Anadolu başta olmak üzere ülkemizin beşte biri bu özelliğe sahiptir. Ülkemizde karstik şekillerin yaygın olduğu bölgemiz Akdeniz bölgemizdir. Ayrıca Çankırı, Sivas (Zara), Erzincan yöreleri de karstik yörelerdir. Bunun nedeni buradaki arazinin jips, kalker gibi eriyebilen kayalardan meydana gelmesidir. Antalya

Ülkemizdeki Ovaların Genel Özellikleri

Ülkemizdeki ovaların genel özellikleri ve bu ovalardan yararlanma yöntemlerini şu şekilde sıralayabiliriz: • Önemli tarım ve yerleşim alanlarıdır. • Akarsu veya göl tortularıyla kaplı oldukları için verimli arazilerdir. • Yakın çevrelerinde kendilerini sulayan akarsular vardır. • Maden suları ve sıcak su kaynakları yönünden elverişlidir. • Yer kabuğunun hareketli zeminlerinde bulundukları için, deprem yönünden tehlikelidirler. Depreme karşı hassas olan bu tür arazilerdeki yerleşim alanları dikkatle seçilmeli ve yapılacak olan konutlar depreme dayanıklı olmalıdır. • Çevresine göre alçakta olmaları nedeniyle aynı zamanda havza tabanıdırlar. • Kıyı ovalarımızın büyük bir bölümü delta ovasıdır. Bu yüzden çok verimlidir. İhraç ettiğimiz tarım ürünlerinin çoğu bu ovalarda yetiştirilir. • Az eğimli olan delta ovalarımızda zaman zaman su taşkınları görülmektedir. • Koy ve körfez kenarında akarsular tarafından oluşturulan deltalar zamanla buraların dolmasına neden oldukları için bu tü

Türkiye’deki İç Ovalar

Resim
Kıyılardan uzakta bulunan iç bölge ovalarının büyük bir bölümü eski göl tabanları ile çöküntü alanlarında yer alır. Ülkemizde, Üçüncü Jeolojik Zamanda kıvrım olaylar, ile toptan yükselme ve alçalmalar da görülmüştür. Toptan yükselme ve alçalmalar, Dördüncü Jeolojik Zamanda da devam etmiştir. Bu olaylar sırasında Türkiye'nin birçok yerinde çöküntü alanları meydana gelmiştir. Zamanla göl sularıyla kaplanan çöküntü alanlarının akarsuların getirdiği alüvyonlarla dolması sonucu göller kurumuş ve iç bölge ovaları oluşmuştur. Yüksek ovalar olarak da bilinen iç bölge ovalarının bir kısmı, belli bir fay hattı boyunca sıralanırken, bir kısmı ise dağınık durumdadır. Belli bir fay hattı boyunca sıralanan ovalarımızın başında, Kuzey Anadolu Fay Kuşağı üzerinde yer alan ovalar gelmektedir. Doğuda Pasinler'den itibaren, batıda İzmit Körfezine kadar uzanan bu ovalar şunlardır: Pasinler, Erzurum, Erzincan. Suşehri (Sivas), Niksar, Erbaa (Tokat), Taşova, Suluova, Merzifon (Amasya). Tosya (Kast

Türkiye'deki Kıyı Ovaları

Resim
Akarsuların taşıdıkları alüvyonları, deniz kıyısında biriktirmesiyle oluşan ovalara delta ovası veya kıyı ovası denir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin kıyılarında, bu tür ovalara sıkça rastlanır. Delta ovalarının ülkemizdeki varlığı; akıntı ve gelgitin kıyılarımızda etkili olmadığının bir göstergesidir. Çünkü, deltaların oluşabilmesi için kıyılarda gelgit ve akıntıların fazla etkili olmaması gerekir. Ayrıca kıyının sığ olması ve denize dökülen akarsuların bol miktarda yük taşıması, delta oluşumunu hızlandıran diğer etkenlerdir. Alçak ovalar adıyla da bilinen kıyı ovaları, genellikle büyük akarsuların denize döküldüğü yerlerde oluşur. Bu tür ovaların oluşumunda bazen denizlerdeki seviye değişiklikleri ve tektonik olaylar da etkilidir. Dağların kıyıya paralel uzandığı Karadeniz kıyılarımızda, derinliğin de etkisiyle delta ovasına fazla rastlanmaz. Bölgenin önemli kıyı ovaları, derinliğin iyice azaldığı Orta Karadeniz bölümü ile Sakarya Nehri ağzında yer alır. Bunlar; Bafr

Türkiye'deki Ovalar

Resim
Çevresine göre alçakta bulunan ve akarsular tarafından derin vadilerle yarılmamış olan geniş düzlüklere ova denir. Türkiye'deki ovaların oluşumunda tektonik, volkanik ve karstik olaylar ile akarsu faaliyetleri etkili olmuştur. Bunların içinde en etkili olanı tektonik hareketlerdir. Tektonik ovalar, üçüncü ve dördüncü jeolojik zamandaki yer kabuğunda meydana gelen çöküntü alanlarında oluşmuştur. Bazı ovaların oluşumunda tek bir etken rol oynarken; bazılarında ise birden fazla etken rol oynamıştır. Örneğin, Çarşamba Ovası yalnızca akarsu biriktirmesiyle, Denizli Ovası ise hem tektonik hem de karstik olayların etkisiyle meydana gelmiştir. Ülkemizdeki ovaları, bulundukları yerlere göre kıyı ovaları ve iç bölgelerdeki ovalar olarak iki bölümde inceleyebiliriz.

Türkiye'nin Platoları

Akarsular tarafından derin vadilerle parçalanmış düz veya hafif engebeli yüksek düzlüklere plato denir. Genellikle eş anlamda kullanılan plato ile yayla sözcüğünü birbirinden ayırmak gerekir. Çünkü yayla daha çok yaz aylarında hayvancılık faaliyeti ve dinlenme amaçlı kullanılan geçici yerleşim alanı iken plato, bir yeryüzü şeklidir. Günümüzde turizm etkinliklerinin yapılmaya başlandığı yaylalarda hayvancılık faaliyeti esastır. Türkiye'deki önemli yer şekillerinden biri de platolardır. Büyük bir bölümü aşınmaya uğramış olan Anadolu'nun Dördüncü Jeolojik Zamanda toptan yükselmesi platoların geniş alan kaplamasına neden olmuştur. Ancak ülke genelindeki toptan yükselmenin bölgelere göre farklı olması, platoların farklı yükseltilerde yer almasını sağlamıştır. Örneğin, Güneydoğu Anadolu'da platolar 600-700 m yükseklikte yer alırken, İç Anadolu'da 1000-1500 m, Doğu Anadolu'da ise 1800-2500 m arasında bulunmaktadır. Oluşumlarına Göre Türkiye'deki Platolar Türkiy