Üretimi Etkileyen Beşeri Faktörler

SERMAYE

Daha önceden üretilmiş ve üretime tahsis edildiğinde emeğin verimini artıran her şeye sermaye denir. Sermaye iktisadi bir varlıktır Sermaye ekonomide her türlü mal ve hizmet üretmede kullanılabilecek kaynakların tümüdür. (Makine, bina, hisse senedi, patent, şöhret, itibar vb.) Sermaye bazen üretimi oluşturur. Bazen de verimliliği artırır.

Sermaye Birikimi: Yapılmış olan yatırımların tümüdür. Sermayenin birikmiş hali veya stokudur. (Ulaştırma, eğitim, sağlık, haberleşme enerji, konut, tarım, sanayi, turizm alanındaki yatırımlar gibi.)

Bir ülkede sermaye birikiminin fazla olası o ülkenin üretim gücünün yüksek olması demektir. Çünkü sermaye,zenginlik ve verimlilik işaretidir. Sermaye daha kısa zamanda daha fazla, kaliteli ve ucuz üretime imkân verir.

Her ülke sermaye birikimine önem verir. Bunun en önemli yolu tasarruf edilerek ve bunu yatırıma dönüştürerek sermaye artışı sağlanır.

Sermaye,sanayi tesislerinin yapımında gerekli olan araç ve gereçlerin alınmasından , çalışanların ücretlerinin ödenmesine kadar birçok alanda en gerekli şarttır.

Sanayi tesisleri büyük sermayelerle kurulmaktadır. Bu nedenle, sermayenin, yani paranın biriktiği veya fazla olduğu bölgelerde sanayinin kuruluşu daha kolay olmaktadır. Sermaye birikimi fazla olduğundan Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde sanayi yatırımları daha fazladır.

Türkiye’de sanayi konusunda en büyük etken sermayedir.

Sermayemiz yeterli olmadığından, ülkemizde yabancı sermayenin girmesi için kolaylıklar sağlanmaktadır.Bu da zaman zaman büyük sıkıntılara neden olmaktadır.Ülkemizde tarımın gelişmiş ülkelere oranla geri kalmasında en önemli eksiklik sermaye yetersizliğidir. Tarımla uğraşan çiftçi kesimi kendi gereksinimini zorlukla karşılamakta, çoğu kez elde ettiği gelir yeterli olmadığı için yaşadığı köyü terk ederek büyük kentlere göç etmektedir.

Köylülerimizin bu gereksinimleri kendi düşük gelirleri ile karşılama imkanları yoktur.

İŞGÜCÜ

Üretimde kullanılan insan gücüne emek denir. Emek olmadan diğer üretim faaliyetlerini üretime dönüştürmek mümkün değildir. Ekonomik anlamda emek; faydalı mal ve hizmet üretmek için planlı bir şekilde yapılan bedensel ve zihinsel faaliyettir. Emeğin kaynağı insandır. Bunun kaynağı da nüfustur.

Nüfusu çok olan ve genç bir yapıda olup, iyi eğitilmiş ülkeler işgücü kaynağı olarak avantajlı ülkelerdir.

İşgücü ikiye ayrılır:

1- Vasıflı İşgücü: Nitelikli, becerikli veya yetişmiş işgücüdür.Yani işinin ustasıdır.
2- Vasıflı İşgücü: Niteliksiz veya belirli bir beceri gerektirmeyen işgücüdür. Bu tür işgücü üretimde fazla verimli değildir.

Sanayi tesislerinin çalışması ve üretimin artması yönünden iş gücüne ihtiyaç vardır. Özellikle gelişen teknoloji ile birlikte sanayi tesislerinin büyümesi ve bu işyerlerinde makineleri kullanabilecek işgücü ihtiyacı artmaktadır. Sanayinin gelişebilmesi için konularında uzman nitelikli ve sürekli işgücünün olması gereklidir. Ülkemizde iş gücü ihtiyacı rahatlıkla karşılanabilmekte, hatta dış ülkelere bile gönderilmektedir. Fakat ülkemizde bazı sanayi kollarında teknik eleman henüz tam olarak yeterli değildir.

İşgücünün verimli olup olmamasını etkileyen faktörler:

1-İşgücünün eğitim, uzmanlaşma ve iş bölümü durumu,
2- Kullanılan hammadde ve malzemelerin kalitesi, (Daha dayanıklı, üretimde daha az fire veren ve daha uzun ömürlü malzemeler olumlu katkılar yapacaktır. Örneğin dokuma tezgâhında sık sık kopan iplik olumsuz etki yapar.)
3- Kullanılan teknolojinin düzeyi de emeğin verimini etkiler.
4- Emeğin verimi ülkeler, bölgelere ve sektörlere göre de değişebilmektedir. (Enerji, eğitim, sağlık, yol, su, haberleşme vb at yapı yatırımları tamamlanmış alanlarda emek daha verimlidir.)

TARIMSAL FAALİYETLER

Tarımsal faaliyetlerin özeliği, tarımda kullanılan teknolojiler, üretim miktarları ve üretilen ürünlerin kalitesi, üretilen ürünlerin fiyatlanma durumu ve dünya piyansına uyguluğu üretim açısından önemlidir.

Uygulanan Tarım Yöntemleri

1. İntansif (Modern-Yoğun) Tarım Metodu: Nüfusa göre ekili dikili alanların sınırlı olduğu ülkelerde uygulanır. Birim alandan alınan verim çok yüksektir. Örneğin Hollanda, Danimarka, Japonya, İsveç ve İsrail gibi ülkelerde bu tür tarım metodu uygulanmaktadır. Yurdumuzda ise Akdeniz ve Ege Bölgelerinde uygulanan seracılık faaliyetleri intansif tarım metoduna örnektir.

2. Ekstansif (İlkel-Kaba- Yaygın) Tarım Metodu: Nüfusa göre tarım alanlarının fazla olduğu ülkelerde uygulanan tarım metodudur. Birim alandan alınan verim düşüktür. Üretim miktarında iklimin etkisi vardır. İntansif tarım metodu ile ekstansif tarım metodu arasındaki en önemli fark birim alandan alınan verimdir.

3. Nadas Tarım Metodu: Nadas, toprağın su ve mineral kazanmasını sağlamak amacıyla boş bırakılmasıdır. Verimi en düşük tarım metodudur. Tamamen iklime bağlılık gösterir. Yağışın az, sulamanın yetersiz olduğu alanlarda uygulanır.

TEKNOLOJİK GELİŞMELER

Teknolojik gelişmeler üretimin artırılması, kaliteli ve ucuza mal üretiminin gerçekleşmesinde önemlidir. Yeni gelişen teknolojilerle daha kaliteli, daha seri ve ucuza üretim gerçekleşmekte daha kaliteli ve nitelikli ürünler üretilebilmektedir.

Ülkeler her geçen gün teknoloji yarışına girmekteler ve teknoloji harikası ürünleri sergileyerek dünya piyansına hâkim olma amacındadırlar. Bu yarışta geri kalan ülke ve firmaların ayakta kalmaları mümkün olamamaktadır.

Örneğin ülkemizde tarımsal üretimde; Köylerimizde tarlalar pek çok yerde hala hayvan gücünden yararlanarak sürülmekte; çiftçilerimizin dünyadaki teknolojik gelişmelerden, yeni bitki türlerinden yeterince haberi dahi olmamaktadır. Oysa ki içinde bulunduğumuz çağ, bilim ve teknoloji çağıdır. Gelişmiş ülkeler ile rekabet edebilmek, tarımsal ürün çeşitliliğini ve kalitesini yükseltmek için;Tarım araçlarına, tarımsal üretimi arttırıcı girdilere (kimyasal gübre, sulama kanalları), Bilimsel verileri uygulayacak gelire (tohumlarının satın alınıp, yeni bitki türlerinin üretilmesi) gereksinim vardır.



SANAYİNİN ETKİSİ

Sanayi: İşlenmemiş (hammadde) ya da yarı işlenmiş maddelerin fabrika ve imalathanelerde makinelerle işlenerek kullanılabilir ve tüketilebilir duruma getirilmesidir. Sanayide üretim yapan tesislere sanayi tesisi, yapılan faaliyetlere sanayi faaliyetleri denir. Sanayinin ekonomiye katma değeri tarıma oranla oldukça yüksektir. Bu nedenle sanayileşen ülkeler daha gelişmiştir. Sanayi ekonomik gelişmenin motor gücüdür. Sanayi dayanıklı, depolanabilir mal üretmesi ve daha örgütlü bir yapısı olduğu için gelir düzeyi daha yüksektir. Sanayi ayrıca bazı ürünlerin üretiminin artışı veya yaygınlaşmasına neden olarak üretim artışına neden olmaktadır Artan bu ürünlerin daha yüksek değerlerle alınması ve daha iyi değerlendirilmesi yoluyla katma değerler artmasın neden olmaktadır. Kurulduğu bölgelere yeni sanayi dalları veya yan sanayilerin kurulmasına imkân vererek, üretimin artmasına neden olmaktadır.

Örnek; Ülkemizde şekerpancarı üretimi, 1926 yılında Uşak ve Alpullu şeker fabrikalarının yapılmasıyla başlamıştır

HAMMADDENİN ÜRETİME ETKİSİ

Sanayide makineler, işlenmemiş ya da yarı işlenmiş maddeleri işleyerek kullanılabilir ve tüketilebilir hale getirir. Bu şekilde kullanılabilir hale getirilen her türlü işlenmemiş yada yarı işlenmiş maddelere hammadde denir. Örneğin; Tarladan toplanmış pamuk, şekerpancarı işlenmemiş hammaddedir. Pamuk ipliği ise yarı işlenmiştir.

Hammadde, sanayi tesislerine üretim için gerekli en önemli öğelerden biri olup, fabrikaları ayağına çeken özellik taşır.

Sanayide üretim yapılabilmesi için hammaddenin olması gerekmektedir.

Sanayi tesisleri hammaddelerin yoğun olduğu alanlar özellikle de hammaddenin yükte çok ağır alanlara kurulmaktadır. Bisküvi, makarna vb.unlu mamuller fabrikalarının İç Anadolu’da yoğunlaşması,Demir çelik fabrikalarının kömür ve demir yönünden zengin alanlara kurulması buna örnektir. Bunun yanı sıra fazla ağır olmamakla birlikte bazı çabuk bozulabilen hammaddeler de sanayi ayağına çeker. Örneğin konserve, salça, meyve suyu fabrikaları ve süt üretim tesislerinin çok yetiştirilen yerle kurulması buna örnektir.

Ülkemizde hammadde kaynakları ile sanayi kuruluşları arasında son derece sıkı bir ilişki mevcuttur.

Örneğin,

• Unlu gıda sanayi İç Anadolu’da,
• Dokuma sanayi Adana, İzmir, Denizli çevresinde,
• Zeytinyağı Sanayi Ege kıyılarında,
• Boya, plastik ve lastik fabrikaları rafineri kenarlarında yaygınlık göstermektedir.

Beşeri Unsurların Üretim, Dağıtım ve Tüketim Süreçleri Üzerindeki Etkisi konusuna dönmek için buraya tıklayınız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coğrafya Dersleri Kazanımları Listesi

Coğrafi Konumun Türkiye Ekonomisine Etkileri

2014 TÜİK Tarım ve Hayvancılık Verileri