İslamiyet’ten Önce Arabistan ve Araplar

Arapların tarih sahnesine çıktıkları bölge Arabistan'dır. Güneybatı Asya'da yer alan yarımadanın güneybatısında Kızıldeniz, güneyinde Aden Körfezi ile Umman Denizi, doğusunda Umman Körfezi ile Basra (İran) Körfezi ve kuzeyinde Irak, Ürdün ve Akabe Körfezi bulunmaktadır.

Arabistan yarımadasının orta kesimleri çöllerle kaplıdır. Tarım yapılacak verimli topraklar daha çok güneyde Yemen'dedir. M.S. IV. yüzyılın başına kadar çoğunlukla tarıma dayalı köylerde yaşayan halk, bu tarihte Sasanilerin Arabistan'ın orta, doğu ve kuzeydoğusundaki yerleşim yerlerini, tarım sulama sistemlerini yıktığı ve su kaynaklarının çoğunu kapattığı için, önemli oranda göçebe ve yarı göçebe bir yaşam tarzını benimsemiştir. Göçebe ve yarı göçebeler, kurak step ve çöllerde deve ve koyuna bağlı bir yaşam sürmüş, az sayıdaki kentlerde ise tüccarlar ve din adamları yoğunlaşmıştır.

Arabistan'da Arazinin Verimsiz Olmasının Sonuçları


a) Mekke Şam kervan ticaretinin gelişmesine,
b) Göçebe yaşamın önem kazanmasına,
c) Kent yaşamının zayıf kalmasına,
d) İslamiyet öncesinde güçlü devletler kurulamamasına,
e) Bölgede kurulan devletlerin Arabistan dışında fetih yapmamasına,
f) Özellikle, Mezopotamya, Filistin ve Suriye'ye göç edilmesine,
g) Dışarıdan bölgeye göçlerin yok denecek kadar az olmasına,
h) Anadolu, İran ve Mısır'da kurulan devletlerin bölgeye saldırı yapmamalarına neden olmuştur.

• Arap yarımadasında güçlü devletler kurulmasa da İslamiyetten önce Main (Mira), Seba, Kataban, Hadramut, Himyeri, Amalika, Nebat, Gassani Krallıkları kurulmuştur.

• Bu devletlerin hiçbirisi Arabistan'ın siyasi birliğini sağlayamamış ve askeri açıdan güçlü olamamışlardır.

İslamiyet’ten Önce Arabistan'da Siyasi Birliğin Sağlanamamasının Nedenleri


a) Arapların kabileler halinde yaşamaları,
b) Kabileler arasındaki çekişmeler,
c) Bizans ve Sasani devletlerinin saldırıları,
d) Çok farklı dini inanışların olması (Hristiyanlık-Musevilik-Putperestlik).

• Arap yarımadasında yerleşik yaşama önem verilmese de, Mekke, Medine (Yesrib), Taif, Bedir, Hayber, Tebük gibi önemli kentleri vardı. Kentlilere medeni derlerdi.

• Afrika'dan Habeşliler, İran'dan İranlılar ve Filistin'den Yahudiler Arabistan'a göç eden halklardır.

Arabistan'ın tarih açısından en önemli yeri, Hicaz bölgesidir. Hicaz'da Şam kervan ticaretinde birbirleriyle yarışan Mekke ve Medine kentleri bulunmaktadır. Beytullah (Tanrı'nın Evi) ya ı Beytü'l-Haram (Kutsal Ev) adıyla da anılan Kabe Mekke'dedir. Kuran'a göre Hz. İbrahim ve Hz. İsmail Kabe'yi birlikte inşa etmişlerdir. Arabistan'da İslamiyet öncesinden kalan tek mimari eserdir.

Arap Yarımadası Arapların içinde bulunduğu Sami Irk'ın anavatanıdır. Arap halkı kabileler halinde yaşarlar ve putlara taparlardı. Kabileler arası sürekli savaşlar olurdu. Yılda dört ay kindarlıklarını unutup barış içinde yaşarlardı (Haram aylar). Bu aylarda Mekke yakınlarında Suk-u Ukaz adında panayır kurup, alışveriş yapar, şarkılar söyler, şiir yarışmaları düzenlerlerdi. Sonra da Kabe'ye koydukları putlara tapınarak ibadet ederlerdi.

Her kabilenin kendi putları vardı. Rivayete göre Kâbe'de 360 adet put vardı. Mekke ve civarında yaşayan bütün kabileler putlarını Kâbe'ye koyuyorlardı. Dolayısıyla Mekke ve Kâbe bütün kabilelerce kutsal yerler olarak görülüyordu. Hübel, Lât, Menat ve Uzza Kabe'deki en önemli dört put idi. Mekke halkı putperestti. Medine halkı arasında az da olsa tek tanrılı inançlardan (Yahudilik) ve Hıristiyanlık yayılmıştı. Hayber kalesi halkı Museviliği benimsemişti. "İbrahim dinine inananlar" olarak tanımlanan Hanif'ler de bulunmaktaydı.

• Güney Arabistan'da V. yy.'da "Yer ile Göğün Tanrısı" denen bir tek tanrı inanışı oluşmuştur. Daha sonra İslam’da görülecek olan hac geleneği bu dinde görülmekle beraber kökeni bu dinden önceki çok tanrılı inanışlara aittir.

• Mekke-Medine kentleri arasında, Şam kervan ticareti rekabetinden doğan geçimsizlik vardı.

• Medine'nin coğrafi konum olarak kuzeyde bulunması, tek tanrılı inanışların az da olsa halk arasında yayılması, Mekke ile ticari rekabet içinde bulunmaları, Medine'ye İslam Tarihi'nde ayrı bir önem kazandıracaktır.

İslamiyet öncesi Arabistan'da sanat etkinlikleri azdır. Güzel konuşma ve şiir yazma yarışmaları düzenlenirdi. Dolayısıyla edebiyat gelişmiştir. Derece alan şiirler Kabe duvarına asılırdı.

Mekke halkı bütünüyle putperesti. Kureyş kabilesinin bir kolu olan Haşimoğulları, putların koruyucusu ve bekçisiydi. Yine Kureyş kabilesinden gelen Ümeyyeoğulları (Emevioğulları) ile Şam ticareti ve putlara hizmette yarışıyorlardı. Ancak putlara karşı olumsuz bir gelişme olduğunda birlikte hareket ediyorlardı. Kureyşliler Kabe'yi korudukları için kutsal bir saygınlığa sahiptiler ve Kabe'yi ziyarete gelen hacıların ağırlanmasını sağlamak için vergi topluyorlardı.

• Arapların İslamiyet öncesi dönemlerine Cahiliye Devri denir. Bu tanımlama Arapların cahil olduklarından değil, bu devirde Arap toplumunun Allah’tan vahiy alan bir peygamberin ve vahye dayanan bir kitabın ilahi kanunlarına uymayan bir hayat yaşadığını ifade etmek için kullanılmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coğrafya Dersleri Kazanımları Listesi

Coğrafi Konumun Türkiye Ekonomisine Etkileri

2014 TÜİK Tarım ve Hayvancılık Verileri