Dört Halife Devri (632-661)

Peygamber ölmeden önce, Arabistan'ın güneyinde Yemen taraflarında kendilerinin asıl peygamber olduklarını söyleyen 58 kişi "Yalancı Peygamber" olarak ortaya çıkmıştı. Bu önemli bir sorundu.

Peygamberin ölümü ortalığı daha da karıştırdı. İhtilal ve başkaldırma şeklindeki bu olaylar; Mekke ve Taif'te dinden dönmeler ve bazı Arap kabilelerinin zekat vermemeleridir.

Hz. Ömer dahil birçok Müslüman da Peygamber'in ölümüne inanmak istemiyor, bu ölümü kabul edemiyordu. İşte bu kargaşa içerisinde İslam toplumu çalkalanırken, Hz. Ebu Bekir" Kim ki, Allah'a tapıyor ve inanıyorsa; bilsin kİ O süreklidir. Kim ki, Hz. Muhammed'e tapıyor ve inanıyorsa; bilsin ki O ölmüştür." diyerek, Müslümanları yatıştırmış ne yapılması gerektiğini düşündürmeye başlamıştır.

Halifelik, İslamiyet’te var olan bir kurum değildir. Daha doğrusu Müslümanlıkta ruhbanlık (din adamları sınıfı) zamanla ihtiyaçlar sonucu ortaya çıkmıştır. Peygamber, sağlığında din başkanlığı, orduların başkomutanlığı ve devlet başkanlığı görevlerini birlikte yürütmüştü. Şimdi öldüğüne göre, O'nun bu görevlerini kim yürütecektir? Bu sorunun yanıtı, seçimle Müslümanların aralarında seçtikleri "kişi" olacaktır. Halifelik böylece, bu anlamda "Peygamber'e vekil" olarak ortaya çıktı. Halifelik herhangi bir ailenin hakkı değildir. Halifenin din kuralı koyma yetkisi yoktur. Seçimle İş başına gelen ilk halife Hz. Ebu Bekir'dir.

• İslamiyet’in, Hıristiyanlıktan en önemli farklarından birisi, din adamları sınıfının olmamasıdır. İnsanlar sadece Tanrıya kulluk ederler. İlk dört halifenin ortak özelliği seçimle işbaşına gelmiş olmalarıdır. Halifeliğin seçimle belirlendiği bu döneme "cumhuriyet dönemi" de denir. Hz. Ali'nin öldürülmesinden sonra, cumhuriyet dönemi sona erecektir.

Dört Halife Devri Haritası

Hz. Ebubekir Dönemi (632 - 634)


Seçimle gelen ilk halifedir. Peygamber'in ölümünden sonra ortaya çıkan yalancı peygamberler sorununu çözümlemiş, zekat vermek istemeyen ve İslamiyet’ten dönen Arap kabilelerini itaat altına almıştır. Buna "Ridde Hareketleri" adı verilmektedir. Usame bin Zeyd ve Halid bin Velid'in komutasındaki ordular Suriye ve Irak'a Hire tarafına gönderilecektir. Böylece ilk defa, Arabistan dışında savaşlar yapılmaya başlanmıştır. Hire seferi ile Hire fethedilerek cizyeye bağlanmıştır.

Bizans kuvvetleriyle Suriye'nin fethi için gerçekleştirilen Yermük Savaşı kazanılarak Suriye'nin kapıları İslam ordularına açılmıştır.

• Arap-İslam topluluklarının Arap yarımadası dışında yaptıkları fetihler Hz. Ömer zamanında yoğunluk kazanacaktır.

• Peygamber ölmeden Kur'an'ı insanlara ezberletmişti. Sırası belirlenmekle beraber ayetler, kitap haline getirilmemişti. Hz. Ebubekir, Kur'an'ı toplatıp kitap haline getirmiş, Hz. Osman ise Kur'an'ı çoğaltarak İslam merkezlerine göndermiştir. Bu gelişmeler İslamiyet’in günümüze kadar tam ve bozulmadan gelmesini sağlamıştır. Bu iş ilerde yapılsaydı bugün Hıristiyanlıkta olduğu gibi, İslamiyet'te de birçok değiştirilmiş kutsal kitap olacaktı.

Hz. Ömer Dönemi (634 - 644)


1. İslam orduları 634'te Bizans kuvvetlerini Fihl ve Merc-i Suffar da yenilgiye uğratarak Şam'ı (Dimşak) kuşatmışlardır. 6 ay süren kuşatma sonrasında 635'te Şam ele geçirilmiştir. 640'ta ise Suriye'nin fethi Sezariya'nın alınmasıyla tamamlanmıştır.

2. 636'da Ecnadeyn Savaşı ile Bizans'ı yenilgiye uğratan İslam orduları Filistin'i ele geçirmişlerdir. Bu gelişmenin sonrasında Kudüs kuşatılmış, Patrik Sofronis, kenti Halifeye devredeceğini söyleyince Hz. Ömer Kudüs'ü 637'de teslim almıştır.

• Patrik Sofronis'in kenti Hz. Ömer'e teslim etmek istemesindeki temel etken Hz. Ömer'in adalet anlayışıdır. Sofronis kentteki Hıristiyanların mal ve can güvenliğinin ancak bu yolla sağlanabileceğini düşünmüştür.

3. İran'ın Fethi


Köprü Savaşı (634)


İslam orduları İran'daki taht kavgalarından yararlanarak İran'ı ele geçirmek için harekete geçmişlerdir. Ebü Ubeyd Es. Sekafi komutasındaki İslam orduları Irak Cephesi'ne gelerek sallardan oluşturdukları köprü üzerinden karşı taraftaki İran ordularına saldırmışlardır. Ancak fillerle desteklenen İran orduları Müslümanları yenilgiye uğratmıştır.

Savaştan sonra Sasani Devleti'ndeki iç karışıklıkların devam etmesi üzerine İran ordusu cepheden çekilince İslam orduları Fırat'ı geçerek Dicle'ye kadar ilerlemişlerdir.

Kadisiye Savaşı (636)


İslam orduları Sasanileri yenilgiye uğratarak Irak'ı ele geçirmişler ve İran yolunu açmışlardır.

Celula Savaşı (637)


İslam Orduları Kadisiye Savaşı'ndan sonra Sasinilerin başkenti Medain'i ele geçirmişlerdir. Sasani hükümdarı III. Yezdicerd topladığı birliklerle Celula'da İslam ordularıyla karşılaşmış ancak savaşı yine kaybetmiştir. Bu savaştan sonra Ahvaz ve Huzistan bölgeleri İslam ordularının kontrolüne geçmiştir. Sus ve Cundişap kentleri ele geçirilmiştir.

Nihavend Savaşı (642)


Sasani orduları yenilgiye uğratılmış ve İran fethedilmiştir. Nihavend Savaşı sonrasında Türklerle Müslümanlar komşu olmuş ve Orta Asya yolu İslam ordularına açılmıştır.

4. Suriye, Irak ve İran'ın fethinden sonra arada sıkışıp kalan El-Cezire (Yukarı Mezopotamya) 639'da ele geçirilmiştir.

5. Azerbaycan'ın Fethi


İslam orduları bir taraftan İran içlerine ilerlerken diğer taraftan bir birlik de Azerbaycan'a hareket etmiş. 643-44 yıllarında başta Azerbaycan'ın merkezi Rey kenti olmak üzere bütün Azerbaycan fethedilmiştir. İslam Orduları Kafkaslara ve Hazar Denizi'ne kadar ilerlemişlerdir.

6. Mısır'ın Fethi (643)


Bizans kontrolünde bulunan Mısır Amr Bin El As tarafından fethedilmiştir. Amr Bin El As, Füstat kentini kurarak kendi adı ile anılan bir cami yaptırmıştır.

• Kuzey Afrika'nın fethi Ömer döneminde başlamış Yezid döneminde tamamlanmıştır.

7. İslam Devleti'nin örgütlenme modeli oluşturulmuştur.

* Ülke toprakları yönetim birimlerine ayrılmıştır. (İl sistemi) ve valilik sistemini kurmuştur.
* Adli sistem oluşturularak mahkemeler kurulmuş ve illere kadılar tayin edilmiştir.
* Düzenli ordular ve ordugahlar oluşturulmuştur.
* İslam devlet hazinesi Beyt’ül-Mal oluşturulmuştur.
* Askeri amaçlı Divan'ül-Cünd (Ordu Divanı) oluşturulmuştur.
* Vergiler sistemli hale getirilmiştir.
* Askeri ikta sistemi oluşturulmuştur.
* Askeri posta örgütü kurulmuştur.

8. 3 Kasım 644 tarihinde Hz. Ömer öldürülmüştür.

Hz. Osman Dönemi (644-656)


a. İslam orduları Ceyhun nehrini aşarak Türklerle karşı karşıya geldiler. (Orta Asya da Türgeş Türkleri, Kafkasya’da Hazar Türkleri ile)

b.Kuzey Afrika’nın fethine devam edildi. Tunus ele geçirildi.

c. İslam Devleti’nin ilk donanması Hz. Osman döneminde kuruldu.( Şam Valisi Muaviye tarafından)

d. Hz. Ebu Bekir döneminde kitap haline getirilen Kuran- ı Kerim İslam Devleti’nin sınırlarının genişlemesi ve Müslümanların sayısının artması ile zorunlu olarak çoğaltıldı.

Hz. Ömer'in şehit edilmesinden sonra Hz. Osman şûra denilen bir kurul tarafından halife seçildi. Hz. Osman'ın halifeliği döneminde Doğu Roma ile savaşlar sürdü.

Suriye valisi Muaviye, Anadolu'da Kayseri'ye kadar seferler düzenlemiş ve kurduğu donanma ile Kıbrıs'ı fethetmişti (649). Zamanla daha da gelişen İslam donanması ile Doğu Roma donanması arasında yapılan deniz savaşını Müslümanlar kazandı (655). Zatü's Savârî adıyla anılan bu zafer Müslümanların ilk deniz zaferidir .

Hz. Osman zamanında İslam orduları doğuda Horasan'a kadar ilerledi. Horasan'a gelen İslam orduları ilk defa Türklerle mücadeleye başladı. İslam orduları Horasan ve Harzem ülkelerini fethetti ve Ceyhun Irmağına kadar ilerledi. Azerbaycan ve Gürcistan'ı da fetheden Müslümanlar, Kafkas Dağlan'na dayanarak Hazar Türkleriyle komşu oldular. Diğer taraftan Kuzey Afrika'da Tunus ele geçirildi. Tunus'un fethinden sonra İslamiyet, Kuzey Afrika'nın yerli halkı olan Berberiler arasında hızla yayıldı.

Hz. Osman, Kur'an-ı Kerim'i çoğaltarak Mekke, Basra, Küfe, Şam ve Mısır gibi önemli İslam beldelerine gönderdi. Bir örneği de başkent Medine'de kaldı.

Hz. Osman, Kureyş'e mensup Ümeyyeoğulları olarak da bilinen Emevi ailesindendi. Hz. Osman, ahlak itibarıyla iyi niyetli ve hoşgörülü bir yapıya sahipti. Halifelik makamına geldiği dönemde İslam Devleti'nin sınırları çok geniş coğrafyalara ulaşmış, değişik din ve kültürden insanlar aynı devlet çatısı altında birleşmişlerdi. Bu durum, devletleri yıkılan bir kısım insanların hoşnutsuzluğuna ve iç isyanlar başlatmalarına neden oldu.

Emevi ailesinden olanlar devletin üst kademelerine getirilince diğer Müslümanlar bu durumu hoş karşılamadı. Küfe ve Mısır'da yöneticilere karşı ayaklanmalar çıktı, ayaklananların elebaşları Medine'ye giderek Hz. Osman'ı Kur'an-ı Kerim okuduğu sırada şehit ettiler (656).

Hz. Ali Dönemi (656-661)


Hz. Osman'ın şehit edilmesi, Müslümanlar arasında büyük bir üzüntüye neden oldu. İsyancılar Medine'ye hâkim oldular Bu isyancılar Hz. Ali'ye başvurarak ona halifelik teklif ettiler .

Hz. Osman gibi yüce bir sahabeyi ve halifeyi şehit etmiş olanlar tarafından halife ilan edilme görüntüsü, Hz. Ali tarafından şiddetle reddedildi. Ancak daha sonra ensar ve muhacirin teklifi üzerine Hz. Ali, Müslümanlar arasındaki huzursuzluğun daha fazla sürmemesi ve Müslüman kanı akmaması için halifelik teklifini kabul etti. Hz. Ali halife olduktan sonra, Hz. Osman'ın katillerini cezalandırmadığını iddia edenler, Hz. Ali'nin halifeliğine karşı çıktılar Hz. Ali ise tam bir adalet gerçekleştirmek istiyordu. Henüz kargaşa döneminin devam ettiği bir süreçte; masum insanların zarar görmemesi için katillerin olaylar yatıştıktan sonra cezalandırılmasını istiyordu.

Başta Muaviye olmak üzere Hz. Ayşe, Talha ve Zübeyr ise suçluların ne olursa olsun bir an önce yakalanmasını istiyorlardı. Bu durum tarafların savaşmasına neden oldu.

Deve Olayı (Cemel Vakası) (656)


Hz. Ali kendisine karşı olanları ikna edemedi. Hz. Ayşe, Talha ve Zübeyr, Irak'tan topladıkları kuvvetlerle harekete geçtiler. Bunun üzerine iki taraf kuvvetleri Kûfe'de karşı karşıya geldiler.

Yapılan savaşı Hz. Ali kazandı. Savaşta, Talha ve Zübeyr şehit oldu. Bu savaşın en şiddetli çarpışmaları, savaşa katılan Hz. Ayşe'nin bindiği devenin etrafında geçtiğinden bu savaş İslam tarihinde “Cemel Vakası” olarak bilinir. Savaştan sonra Hz. Ayşe, Medine'ye gönderildi. Bu olaydan sonra devlet merkezi, Medine'den Kûfe'ye taşındı.

Cemel Vakası öncesi Hz. Ali'ye “Yarın bir şey olduğu takdirde bizim ve onların durumu hakkında ne dersin?” diye sorulduğunda

“Bizden ve onlardan kimsenin katledilmesini istemem, kalbi Allah'a bağlı olanı Allah cennete sokar.” cevabını veriyordu. Hz. Ali askerlerine: “Yarın karşılaşacağınız insanlara karşı ellerinizi ve dillerinizi tutunuz.” demiştir. Çünkü karşı karşıya gelenler Müslümanların önde gelen kişileri idiler.

Sıffîn Savaşı (657)


Hz. Ali'nin halifeliğine Şam Valisi Muaviye de karşı çıkıyordu. Cemel Vak'asından sonra Hz. Ali'ye karşı olanlar, Muaviye'nin etrafında birleşip onu halife ilan ettiler.

İki taraf arasında savaş kaçınılmaz duruma gelince iki ordu Sıffîn ovasında karşı karşıya geldi. Muaviye, savaşı kaybetmek üzere iken Mısır Valisi Amr bin As, askerlerin mızraklarına Kur'an-ı Kerim sayfalarını taktırarak sorunun bitmesi için Kur'an'ın hükümlerini iyi bilen hakemlerin önereceği çözüme razı olunmasını istedi. Hz. Ali, bunun bir hile olduğunu söylemesine rağmen Hz. Ali'nin askerleri, Kur'an sahifelerine karşı savaşamayacaklarını bildirdi. Sıffin Savaşı'ndan bir sonuç alınamayınca sorunun hakemlerle çözülmesi kararlaştırıldı. Hariciler, İslam Devleti'ndeki ayrılıklara son vermek iddiasıyla Hz. Ali, Muaviye ve Amr Bin As'ın öldürülmesi gerektiğine karar verdiler. Alınan karar gereği üçü de aynı anda seçilen fedailerce öldürülecekti. Muaviye ve Amr Bin As, düzenlenen suikastten kurtuldu. Hz. Ali sabah namazına giderken yaralandı ve birkaç gün sonra da vefat etti (661).

Hakem olayı ile halifelik sorunu çözümlenemediği gibi daha büyük bir çıkmaza girdi. Müslümanlar üç gruba ayrıldılar:

* Muaviye'den yana olanlar
* Hz.Ali'den yana olanlar
* Hariciler: Hz.Ali'ye ve Muaviye' ye karşı olanlar

Hariciler, İslam Devleti'ndeki ayrılıklara son vermek iddiasıyla Hz. Ali, Muaviye ve Amr Bin As'ın öldürülmesi gerektiğine karar verdiler. Alınan karar gereği üçü de aynı anda seçilen fedailerce öldürülecekti. Muaviye ve Amr Bin As, düzenlenen suikastten kurtuldu. Hz. Ali sabah namazına giderken yaralandı ve birkaç gün sonra da vefat etti (661). Hz. Ali, ilk Müslümanlardan olup Hz. Muhammed'in damadıdır. Atak ve cesur bir karaktere sahip olan Hz. Ali'den İslam tarihinde Allah'ın Aslanı ya da Haydar-ı Kerrar olarak söz edilmiştir. Hz. Ali'nin şehit edilmesiyle Dört Halife Devri sona ermiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coğrafya Dersleri Kazanımları Listesi

Coğrafi Konumun Türkiye Ekonomisine Etkileri

2014 TÜİK Tarım ve Hayvancılık Verileri