Ekosistem Nedir?

Ekolojik sistemler, değişik çeşit organizmalarla, onların cansız çevrelerinin oluşturduğu ve bir bütün olarak ele alınabilen birimlerdir. Ekolojik sistemlere kısaca ekosistem denir. Doğada ekosistem örnekleri son derece çeşitlidir, örneğin; Beyşehir Gölü, Karadeniz, Kıbrıs, Borneo Adası gibi geniş alanları kapsayan birimler ekosistem sayılabilecekleri gibi, bir yaprağın yüzeyi kadar da olabilirler. Bu ekosistemlerin herbiri birbirleri içinde ilişkide olan canlı organizmaları ve cansız ortamları kapsayabilir.

ekosistem

Ekosistem sınırları doğada çizgi ile belirtilmediği için ekosistemler açık sistemler olarak ifade edilir. Hava hareketleri ile meydana gelen atmosferik hareketler, devamlı akan akarsular ekosistemlerin kapalı olmadığını bize gösterir.

Ekosistemleri Oluşturan Başlıca Öğeler


1. Cansız Varlıklar: İnorganik ve organik maddeler
2. Primer Üreticiler: Yeşil bitkiler, (yaptıkları) fotosentez ile canlılar dünyası için önemlidir. Organik maddelerin meydana getirilmesinde ağırlıklıdırlar.
3. Tüketiciler: Bitkisel ve hayvansal maddeleri yiyenler
4. Ayrıştırıcılar: Bunlar, organik maddeleri ayrıştıran bakteri, mantar gibi canlılardır.

Ekosistemler, zaman içinde değişime uğrarlar. Açık sistemler olduğu için etkilenme ve değişime uğraması doğal karşılanmaktadır.

Ana hatlarıyla ekolojik zincirin nasıl çalıştığını izlemek için bir göl örneğini inceleyelim. Bilindiği gibi abiyotik maddeler içeren (Su, CO2, Ca, N ve P tuzları) amino asitler, hümüs asitler gibi temel anorganik ve organik maddelerdir. Canlı organizmaların yaşamını devam ettirebilmesi için su içi besin sistemi hemen hemen hazır gibidir. Bir kısmı, dip çamurunun üzerinde birikim şeklinde bulunur. Ancak, serbest şekilde bulunan besin maddeleri su içi ekosistemin faaliyeti için besin zincirini döndürmesi yönünden önemli bir rolü yerine getirir. Su çanağı içinde bulunan yapıcı organizmalar iki grup içinde toplanabilir:

1. Sığ sularda yetişebilen köklü ve büyük bitkiler
2. Algler ve fitoplanktonlar

Bunlar su içine güneş ışığının girdiği derinliğe kadar yayılırlar. Fitoplanktonların su içinde çok bulunması suyun rengini yeşilimsi yapar; ancak bu "kirli" demek anlamına gelmez. Bu tip fitoplanktonları bir göl, nehir hatta, denizlerde makro ölçeklerde görmek mümkündür. Tüketici canlılar ise, böcek larvaları, balıklar ve benzerleri birinci derecede tüketicilerdir. Fakat bunların yanısıra başka parçalayıcı organizmalar, suda yaşayan bakteriler, mantarlar, göl suyunun her tarafına dağılmış olmakla beraber özellikle dip kısmında ölü hayvan veya köklü bitkilerin fazlaca bulunduğu , fotosentetik su kuşağı içinde bol olarak görünürler. Dip çamuru ve yüzey kısmının her gramında bir milyon kadar bakteri bulunduğu bilinmekle beraber bunlar genelde saprofittir. Yani, bitki ve hayvan öldükten sonra hücum ederler. Bileşiminde bulunan besin maddelerini tekrar kullanılacak biçimde didikleyerek serbest hale sokar ve ölenin de mümkün olduğu nispette kullanılması veya başka bir canlı tarafından faydalanılmasına ön ayak olurlar.

Ekosistemlerde canlı ve cansız öğeler üç temel işlevle birbirlerine bağlanırlar. Bu işlevler; enerji akımı, kimyasal madde döngüleri ve populasyon deneyimleri olarak üçe ayrılırlar. Bu işlevlerdeki hareket daireseldir. Yaşam için gerekli tüm kimyasal elementlerin hareketleri döngüsel olup (izot, fosfor, karbon ... vs.), birtakım süreçler sonunda tekrar başlangıç hallerine dönerler.

Her ekosistemdeki organizmalar enerji için doğrudan veya dolaylı olarak güneşe bağlıdırlar. Ekosistemde güneşten organizmalara enerji transfer eden bir dizi sistem doğal bir denge içinde çalışır, buna besin zinciri diyoruz. Bütün besin zinciri sistemleri güneşle başlar.

Kısaca, canlı ve cansız varlıkların bir arada bulundukları birbirini etkiledikleri ve birbirinden etkilendikleri ortamı çevre olarak tanımlayabiliriz.

Genel olarak çevreyi, biosferdeki (canlı küre) tüm canlı varlıkları kuşatan olaylar, maddeler ve eylemler bütünü olarak da tanımlayabiliriz.

Bütün canlı ve cansız varlıklar, bir çevre içinde birbirlerini etkilerler. Hiçbir canlı organizma bütünüyle kendine yeterli değildir. Canlı organizmalar yaşamlarını sürdürebilmek için, içinde bulundukları ortamdaki canlı organizmalara olduğu kadar cansız varlıklara da bağımlıdırlar. İnsanoğlu da ihtiyaçlarını karşılamak, neslini devam ettirmek için sürekli üretim ve tüketim faaliyetlerinde bulunduğu çevreye olumsuz müdahalelerde bulunarak bir takım çevre sorunlarının (su, toprak, hava, gürültü kirliliği) ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Yorumlar

  1. Çok teşekkür ederim, ödevime çok yardımcı oldunuz.

    YanıtlaSil
  2. asi kız says kardii5 Mayıs 2013 03:19

    Çok teşekkür ederim, ödevime çok yardımcı oldunuz.

    YanıtlaSil
  3. Güzel ama çok uzun.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coğrafya Dersleri Kazanımları Listesi

Coğrafi Konumun Türkiye Ekonomisine Etkileri

2014 TÜİK Tarım ve Hayvancılık Verileri