Orman Ekosistemleri

Ekosistemlerin niteliğine göre Türkiye ormanları; nemli, yarı-kurak ve kurak alanlarda ormandan stepe geçiş bölgesindeki ormanlar olarak üçe ayrılabilir. Ekolojik bölgeler temelinde, Akdeniz, Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz orman ekolojik bölgeleri olarak gruplandırılabilir. Orman tipine göre ise, iğneyapraklı ve yapraklı ormanlar olmak üzere iki ana orman tipi ayırdedilebilir. Öte yandan, bu iki grubun karışımlarına göre çam, sedir, göknar, kayın ya da meşe-kaym karışık ormanlarından söz edilebilir.

Orman Ekosistemleri

Kolşik ormanlar ve alp tipi çayır alanları yüksek endemizmiyle Doğu Karadeniz’de dikkat çekerken, Batı Karadeniz Bölgesi’nde odunsu türlerden oluşan yapraklı ormanlar görülür. Dünyanın en geniş doğal sedir (Cedrus libani) ormanları ise Akdeniz Bölgesi’nde, Toros dağlarında yer alır. Bu ekolojik bölge ormanları, çok yüksek sayıda endemik bitki türü içermesi nedeniyle, yüksek endemizm oranına sahip olarak tanımlanmaktadır. Ege ve Akdeniz bölgelerinde, çalılık ve makilerin yanı sıra, nemli, yarı-nemli iğneyapraklı ve kuru ormanlar (meşe, kara ve kızıl çam) da bulunur.

Türkiye yüzölçümünün yaklaşık % 27’si (20.763.248 ha) orman rejimine tabi alanlardır. Orman ekosisteminde, bozuk orman alanları toplam orman alanının yaklaşık % 52’sini (10.735.680 ha) oluşturur. Türkiye ormanları, başta orman ağacı türleri olmak üzere, biyolojik çeşitlilik ve yapısal özellikler açısından son derece zengindir. Ormanlarda 5 çam, 4 göknar, 2’şer kayın, fındık, karaağaç, gürgen, dişbudak, 20 dolayında meşe, 10 akçaağaç, 5 huş türü ve çok sayıda alt­tür ile çeşit doğal olarak yetişmektedir.

Türkiye’deki orman ekosisteminde yaşayan hayvanlar arasında ayı (Ursus türü), tilki (Vulpes türü), kurt (Canis lupus), çakal (Canis aureus), vaşak (Lynx lynx), sırtlan (Hyena hyena) gibi etobur memeliler, geyik (Cervus ve Capriolus türleri), çengel boynuzlu dağ keçisi (Rupicapra rupicapm), yaban keçisi (Capm aegagrus aegagrus) ve yaban domuzu (Sus scrofa scrofa) türleri ile porsuk (Meles meles), sansar (Martes foina), kirpi (Erinaceus türü), tavşan (Lepus capensis), gelincik (Mustela türü), sincap (Sciurus türü) gibi memeliler; yılan, bukalemun (Chamaeleo chamaeleon), kertenkele (Lacerta türü), kaplumbağa (Testudo türü) türleri gibi sürüngenler ve sülün (Phasianus colchicus), ürkeklik (Tetraogallus caspius), ormantavuğu (Tetrao mlokosiewiczi), ağaçkakan (Dendrocopus türü), yırtıcı kuşlar (Aquila, Accipiter, Circus, Buteo, Pandion, Falcove Pemis türleri), çeşitli baykuş türleri ve çok sayıda ötücü kuş türü sayılabilir.

Bunlardan çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban kedisi (Felis silvestris), kara akbaba (Aegypius monachus), şah kartal (Aauila heliaca), büyük orman kartalı (Aauila danga) ve küçük orman kartalı (Aauila pomarina) gibi türler uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış orman faunası türlerindendir (Çevre Bakanlığı, 2001).

Türkiye’de 8 milyondan fazla orman köylüsü 17.797 orman köyünde yaşamaktadır. Yapılan araştırmalara göre, çoğu yasadışı yollardan olmak üzere, 1937-95 arasında 200.000 ha orman alanı tarım alanına çevrilmiş (bütün orman alanının yaklaşık % l’i) ve 27.000 ha orman alanı yerleşmeye açılmıştır.

Orman köylerinde yaygın olan tarım ve yakacak odun kesme/toplama uygulamaları sağlıksızdır ve bunlar ormansızlaşma ve orman arazilerindeki toprak erozyonunun başlıca nedenlerini oluşturmaktadır. 1990’da 12,2 milyon ton odun yakıt olarak tüketilmiştir. Bu toplam miktarın yalnızca 5,5 milyon tonu yasal yollardan elde edilmiştir. Ormanların korunması ve yönetimiyle ilgili kurumlarda personel ve donanım yetersizlikleri vardır; bazı uygulamalar kaynakların bozulmasına neden olabilmektedir. Kadastro çalışmaları ormanların ancak % 72’sini kapsamaktadır ve kalan alanlarda mülkiyet hakları belirsizdir. 1950-89 arasında 1,4 milyon hektarlık, “orman” sınıfından sayılan alan Orman Bakanlığı’mn yetki alanı dışına çıkarılmıştır. Türkiye’de orman yangınlarının % 99’u insan kaynaklıdır. 1991’e kadar orman yangınları sonucu kaybedilen alan 1.398.198 hektardır; bu da yangın başına 28 ha kayıp demektir. Son on yılda bu konuda alman önlemler sonucunda yangın başına kayıp 2,5 ha’ya düşmüştür. Öte yandan, aşırı otlatma, orman alanlarına keçi sokulması, hava kirliliği, yabancı türler, iklim değişikliği, bitki ve hayvan türlerinin denetimsiz toplanması, avcılık, böceklerden kaynaklanan tahribat ve orman yangınları orman ekosistemlerinin yapısını etkileyerek, biyolojik çeşitliliği tehdit etmektedir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coğrafya Dersleri Kazanımları Listesi

Coğrafi Konumun Türkiye Ekonomisine Etkileri

2014 TÜİK Tarım ve Hayvancılık Verileri