Toprak Erozyonu
Toprak yüzeyinin akarsu, sel suları, rüzgar gibi dış kuvvetler tarafından aşındırılarak taşınması olayına toprak erozyonu denir. Özellikle tarım alanlarını tehdit eden toprak erozyonunun gerçekleşmesi bazı nedenlere bağlıdır.
Eğimli yamaçlarda suların yüzeysel akışa geçmesi daha kolaydır. Bu nedenle bu yamaçlarda toprak erozyonu kuvvetlidir.
Bitkiler kökleri aracılığıyla toprağı tuttuklarından erozyonu azaltır. Bu nedenle erozyona açık yamaçlardaki bitki örtüsünün tahrip edilmemesi gerekir. Ancak meralardaki bilinçsiz otlatma, ağaç kesme ve orman yangınları gibi nedenlerle bitki örtüsünün tahrip edilmesi toprak erozyonunu artırmaktadır. Ayrıca ürün toplandıktan sonra geride kalan anız örtüsü de bir süre bitki örtüsü görevi yapmaktadır. Bu nedenle bu örtünün yakılmaması gerekir.
Yağışların yetersiz ve düzensiz olduğu yarı kurak sahalarda aniden bastıran yağışlar hızla yüzeysel akışa geçer. Bunun sonucunda su baskınlarına bağlı olarak verimli tarım toprakları erozyona uğrar.
Eğimli yamaçlar üzerindeki tarla alanlarının sürülmesi eğime paralel olarak yapıldığında suyun ve toprağın akışı kolaylaşmaktadır. Bu durum erozyonu artırmaktadır.
Özelikle yağışların yetersiz olduğu bölgelerde toprağın ekilmeden birkaç yıl boş bırakılması yöntemi olan nadas uygulaması sonucu tarlalar boş kalmaktadır. Bu durum tarım topraklarının erozyona uğramasını kolaylaştırmaktadır.
Toprak erozyonunu oluşturan nedenlerin büyük bir bölümü Türkiye'de de bulunmaktadır. Ülkemizin yüksek ve engebeli bir yapıda olması, yağışların düzensizliği, bitki örtüsünün tahrip edilmesi gibi nedenlerle her yıl milyonlarca metreküp tarım toprağı etraftaki denizlere akıp gitmektedir.
Türkiye'de özellikle bitki örtüsü seyrekliği ve yağışların düzensizliğine bağlı olarak oluşan toprak erozyonu en fazla İç Anadolu Bölgesi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde etkilidir. Örneğin, İç Anadolu Bölgesi'nin Ürgüp - Nevşehir arasında kalan kesiminde sel sularının volkanik malzemeleri aşındırması sonucu peri bacaları adı verilen şekiller oluşmuştur.
Türkiye'deki toprak erozyonu genellikle akarsular ve sel suları tarafından gerçekleştirilmektedir. Ancak az da olsa rüzgar erozyonunun da etkileri görülür. Örneğin, günümüzden yaklaşık 25 yıl önce Karapınar (Konya) Yöresi'nde rüzgar erozyonu kuvvetli bir şekilde etkili olmuştur. Bunun sonucunda rüzgarın getirdiği kum tanelerinin birikmesiyle kumullar tarım alanlarını kaplamıştır. Ancak rüzgar yönüne dik ağaçlandırma çalışmaları sayesinde bugün rüzgar erozyonu önemini kaybetmiştir.
• Orman alanlarında koruma tedbirleri artırılmalıdır.
• Bitki örtüsü zayıf sahalarda ağaçlandırma çalışmaları hızlandırılmalıdır.
• Rüzgarın etkili olduğu sahalarda rüzgâr yönüne dik ağaçlandırma yapılmalıdır.
• Eğimli arazilerdeki tarlalarda taraçalama yapılmalıdır.
• Tarlalar eğim doğrultusuna dik olarak sürülmelidir.
• Mera alanlarında aşırı otlatma yapılmamalıdır.
• Nadas yöntemi terk edilerek bunun yerine nöbetleşe ekim yöntemi ya da sulama olanakları artırılarak sulu tarım yöntemi yaygınlaştırılmalıdır.
Türkiye'de toprak erozyonu sonucunda; verimli tarım alanları daralmakta, barajlar kum, mil ve çakıl gibi malzemelerle dolarak ömürleri kısalmakta ve doğal denge bozulmaktadır.
Erozyonu Oluşturan Etmenler konusuna da göz atmanızı tavsiye ederim.

Toprak Erozyonunu Oluşturan Etkenler
Arazideki Eğimin Fazla Olması
Eğimli yamaçlarda suların yüzeysel akışa geçmesi daha kolaydır. Bu nedenle bu yamaçlarda toprak erozyonu kuvvetlidir.
Bitki Örtüsünün Tahrip Edilmesi
Bitkiler kökleri aracılığıyla toprağı tuttuklarından erozyonu azaltır. Bu nedenle erozyona açık yamaçlardaki bitki örtüsünün tahrip edilmemesi gerekir. Ancak meralardaki bilinçsiz otlatma, ağaç kesme ve orman yangınları gibi nedenlerle bitki örtüsünün tahrip edilmesi toprak erozyonunu artırmaktadır. Ayrıca ürün toplandıktan sonra geride kalan anız örtüsü de bir süre bitki örtüsü görevi yapmaktadır. Bu nedenle bu örtünün yakılmaması gerekir.
Yağışların Düzensiz Olması
Yağışların yetersiz ve düzensiz olduğu yarı kurak sahalarda aniden bastıran yağışlar hızla yüzeysel akışa geçer. Bunun sonucunda su baskınlarına bağlı olarak verimli tarım toprakları erozyona uğrar.
Tarlaların Eğim Yönünde Sürülmesi
Eğimli yamaçlar üzerindeki tarla alanlarının sürülmesi eğime paralel olarak yapıldığında suyun ve toprağın akışı kolaylaşmaktadır. Bu durum erozyonu artırmaktadır.
Tarlaların Nadasa Bırakılması
Özelikle yağışların yetersiz olduğu bölgelerde toprağın ekilmeden birkaç yıl boş bırakılması yöntemi olan nadas uygulaması sonucu tarlalar boş kalmaktadır. Bu durum tarım topraklarının erozyona uğramasını kolaylaştırmaktadır.
Türkiye'de Toprak Erozyonu ve Toprak Korunması
Toprak erozyonunu oluşturan nedenlerin büyük bir bölümü Türkiye'de de bulunmaktadır. Ülkemizin yüksek ve engebeli bir yapıda olması, yağışların düzensizliği, bitki örtüsünün tahrip edilmesi gibi nedenlerle her yıl milyonlarca metreküp tarım toprağı etraftaki denizlere akıp gitmektedir.
Türkiye'de özellikle bitki örtüsü seyrekliği ve yağışların düzensizliğine bağlı olarak oluşan toprak erozyonu en fazla İç Anadolu Bölgesi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde etkilidir. Örneğin, İç Anadolu Bölgesi'nin Ürgüp - Nevşehir arasında kalan kesiminde sel sularının volkanik malzemeleri aşındırması sonucu peri bacaları adı verilen şekiller oluşmuştur.
Türkiye'deki toprak erozyonu genellikle akarsular ve sel suları tarafından gerçekleştirilmektedir. Ancak az da olsa rüzgar erozyonunun da etkileri görülür. Örneğin, günümüzden yaklaşık 25 yıl önce Karapınar (Konya) Yöresi'nde rüzgar erozyonu kuvvetli bir şekilde etkili olmuştur. Bunun sonucunda rüzgarın getirdiği kum tanelerinin birikmesiyle kumullar tarım alanlarını kaplamıştır. Ancak rüzgar yönüne dik ağaçlandırma çalışmaları sayesinde bugün rüzgar erozyonu önemini kaybetmiştir.
Türkiye'de Toprak Erozyonuna Karşı Tarım Alanlarının Koruması İçin Gerekli Önlemler
• Orman alanlarında koruma tedbirleri artırılmalıdır.
• Bitki örtüsü zayıf sahalarda ağaçlandırma çalışmaları hızlandırılmalıdır.
• Rüzgarın etkili olduğu sahalarda rüzgâr yönüne dik ağaçlandırma yapılmalıdır.
• Eğimli arazilerdeki tarlalarda taraçalama yapılmalıdır.
• Tarlalar eğim doğrultusuna dik olarak sürülmelidir.
• Mera alanlarında aşırı otlatma yapılmamalıdır.
• Nadas yöntemi terk edilerek bunun yerine nöbetleşe ekim yöntemi ya da sulama olanakları artırılarak sulu tarım yöntemi yaygınlaştırılmalıdır.
Türkiye'de toprak erozyonu sonucunda; verimli tarım alanları daralmakta, barajlar kum, mil ve çakıl gibi malzemelerle dolarak ömürleri kısalmakta ve doğal denge bozulmaktadır.
Erozyonu Oluşturan Etmenler konusuna da göz atmanızı tavsiye ederim.
ya güzelmiş
YanıtlaSilellerine sağlık, lise 1 dönem ödevimdi, çok saol.
YanıtlaSil