Akarsu Kirliliği

Sağlıklı bir akarsuda bitki ve hayvan yaşamıyla ilgili olarak ekolojik bir denge bulunduğu bilinen bir gerçektir. Kirlenmeye neden olan etkenler bu dengenin değişmesine neden olur. Akarsuya verilen kirleticilerin seyreltilmesi ve taşımımı üzerinde sonuç açısından önemli etkenler; akarsuyun akımı, debisi, rejimi ve morfometrik özelliklerdir.

Akarsu ortamına atık su girdisi olması durumunda, su ortamında özelliklerini kirletmeden önceki kalitesine doğru götüren bir doğal arıtım işlemi başlar. Bu süreç akarsuyun özellikleri ve iklim koşuları ile yakından ilgilidir. Yavaş akan ve havuzlanma özelliği gösteren akarsuların havalanma hızı yavaş olduğundan doğal arıtım olayı uzun sürmektedir. Sığ ve dik akarsu yatakları iyi havalanma sağlar. Normal olarak atık asimilasyonu için ülkemiz koşullarında en kritik durum, düşük akım koşulları ve yüksek su sıcaklığının olduğu yaz ve sonbahar mevsimlerinde oluşmaktadır.

Zararlı kimyasal atıkların bu doğal arıtmayla temizlenmesi hemen tümüyle akarsu akışına bağlıdır. Akarsu yatağı boyunca ilerlerken drenaj alanının, dolayısıyla su miktarının artışıyla derişim düşer, pekçok kimyasal madde, reaktif özellikte olduğundan absorbsiyon, reaksiyon, ve biyolojik ayrışma gibi olaylarla uzaklaşmaktadır. Evsel atık suda bol miktarda bulunan bakteriler akarsu ortamında koşulların elverişli olmayışı nedeniyle hızla yok olur. Besin madelerinin azalması, başka canlılar tarafından yenilenme gibi olaylar mikroorganizmaların yok olmasını etkileyen ana unsurlardır.

Evlerden, endüstrilerden verilen atıklar, organik madde içerdiklerinden su ortamında oksijen tüketimine neden olmaktadır. Akarsuda oksijen atmosferden havalanma yoluyla kazanıldığından, akarsuyun kendi kendini temizleme kapasitesi, akarsu debisi, zaman, su sıcaklığı, havalanma ile ilgilidir.

Akarsulara bırakılan ve kirlenmeye neden olan atık maddelerin bir kısmı zamanla parçalanma, çökelme, absorbsiyon veya herhangi bir şekilde yok olma özelliğine sahip değildir. Bu tür maddelere korunumlu (conservadive) maddeler denilmektedir. Toplam çözülmüş katı maddeler ve klorit bileşikleri, çok yavaş parçalanabilen pestisid ve herbisitler bu tür maddelerdir. Kaliform bakterisi ve sularda biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOİ) yaratan maddeler ise korunumsuz (Non-conservative) maddeler sınıfına girmektedir. Bu tür maddeler, akarsularda zamanla parçalanmaktadır.

Toksit maddeler içeren bir atık suyun deşarj noktasının hemen mansabında bu maddelere karşı duyarlı türler yok olmakta, sadece dayanıklı türler yaşamını sürdürebilmektedir. Toksit etki altındaki bir akarsuda deşarj noktasının mansabında alg sayısı ve türlerinde bir artış da izlenebilmektedir. Bunun nedeni, alglerle beslenen bir çok türün ölmesi ve akarsuda azalan türler nedeniyle alglerin yararlanabileceği besin miktarlarındaki artıştır. Nihayet, uzun bir akış süresi sonunda toksit etkilerin azaldığı ve yeni bir dengenin oluştuğu görülmektedir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coğrafya Dersleri Kazanımları Listesi

Coğrafi Konumun Türkiye Ekonomisine Etkileri

2014 TÜİK Tarım ve Hayvancılık Verileri