Deniz Kirliliği

Deniz ortamı; içindeki canlıların değerine, kendisinin fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre primer ve sekonder biotik bölgelere ayrılır. Bu bölgeler arasındaki geçiş kuşakları biotik ve abiotik olarak kesin kuşaklar değildir. Deniz ortamının iki primer bölgelerinde biri deniz tabanındaki ortamı içine olan bentik, diğeri bütün su kütlelerini içine alan pelajik bölgelerdir. Bentik bölgeler littoral ve derin deniz olmak üzere iki ana bölgeden oluşur. Bu iki bölgeyi ayıran hat -200 m. su derinliğinden geçer. Pelajik bölgenin -200 m. derinliğe kadar olan ışık alan kısmı neritik ve açık-deniz bölgeleri arasındaki sınır düşey olarak genellikle kıta yamacının kenarıdır; fakat biyolojik ve kimyasal sınırını çizmek mümkün değildir.

Denizin kullanım alanlarından birisi de kirlilik veren deşarjlar için alıcı ortam olarak kullanılmasıdır. Bu kirlilik deniz kıyısındaki yerleşim yerlerinden ve endüstrilerden doğrudan verilebildiği gibi, akarsular, yağmur suları ve hava kirliliği ile de daha uzak bölgelerden taşınma yoluyla verilebilir. Bazı kirletici maddeler biyolojik olarak parçalanabildiklerinden zamanla doğal yollarla daha basit ve anorganik ürünlere dönüşürler. Kirleticileri su ortamındaki durumuna göre dayanıksız, dayanıklı ve devamlı kirleticiler olarak gruplandırmak mümkündür.

Dayanıksız kirleticiler anorganik ve bazı maddelerden oluşur. Canlılarda birikerek onların yaşamsal faaliyetlerini olumsuz yönde etkilerler. Ayrıca estetik sorunların ortaya çıkmasına da neden olurlar. Petrol ve türevlerinin yaygın bir şekilde üretilip kullanılması, kullanımdan kaynaklanan deşarjlar, deniz taşınımı ve kazalar deniz kirlenmesinde önemli rol oynarlar.

Devamlı kirleticiler, dayanıklı kirleticilere çok benzer. Özellikle türlerde biyolojik birikime uğramaları ve türden türe artan oranlarda iletilmeleri nedeniyle ayrı bir başlık altında toplanmıştır. Bu grupta; civa, kadmiyum, kurşun gibi ağır metaller ile tarım ilaçları sayılabilir.

Hemen tüm elementler deniz ortamında değişken miktarlarda vardır. Organizmalarda birikimin nedeni, endüstriyel atıklarla deniz ortamına giren metallerin fizikokimyasal özelliklerinin doğada bulunandan farklı oluşudur. Örneğin; civa, endüstriyel aktiviteler sonucu alkil civa, klorür ya da fenil, civaklorür olarak atılabilir ki, bu maddeler deniz ortamındaki organizmalar tarafından alınarak birikim yapılabilmektedir. Bg, Cd, Pb, Cu, Ni, Zn, Cr ve As gibi elementler belirli konsantrasyonların üzerinde toksit etki yaparlar ve besin zinciri yoluyla biyolojik yükseltmeye uğrayarak daha yüksek konsantrasyonlara ulaşabilirler.

Denizleri Kirleten Başlıca Kaynaklar:

1- Havadan kirlenme
2- Denizden denize kirlenme
3- Katı atık ve artıklarla kirlenme
4- Endüstriyel kullanılmış sularla kirlenme
5- Endüstriyel katı atık ve artıklarla kirlenme
6- Denizlerde petrol üretiminden kaynaklanan kirlenme
7- Deniz kıyısı kullanım teknolojisinden kaynaklanan kirlenme
8- Deniz araçlarından kaynaklanan kirlenme
a- Tanker kazalarından oluşan kirlilik
b- Kuru yük gemilerinden oluşan kirlilik
c- Deniz taşıtlarının kullanılmış sularından oluşankirlilik
d- Deniz taşıt araçlarının yakıtlarından oluşan kirlilik
e- Tankerlerin balast (Denge suyu) sularından oluşan kirlilik

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coğrafya Dersleri Kazanımları Listesi

Coğrafi Konumun Türkiye Ekonomisine Etkileri

2014 TÜİK Tarım ve Hayvancılık Verileri