Plansız Şehirleşme ve Sanayileşme

Sosyal ve ekonomik sebeplerle şehir nüfusunun hızlı artışı, hızlı sanayileşmeyi, plansız, düzensiz gelişmeleri de beraberinde getirmektedir. Hızla artan çok katlı betonarme binaları, plansız yapılaşma, yeşil alanların azlığı, mevcut alanların da imara açılması, bina ve fabrika yapımında bilinçsiz yer seçimi gibi problemler ve bunların sıkıntıları insanlığın ortak sorunu halini almıştır.

Plansız gelişen yapılaşma sonucu şehirlerde yoğun bir beton görüntüsü ortaya çıkar ve kentlerde hava akımı güçleşir. Havadaki kirleticiler, hava akımı azalınca şehirler üzerinde yoğunlaşır ve böylece şehirlerin havalarında kirlenme başlar. Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, vb büyük şehirlerimizde 1950'li yıllardan sonra görülen gecekondulaşma, plansız şehirleşme ve kalitesiz fosil yakıtlar, kirlenmede oldukça etkili rol oynamaktadır.

Kalkınma sanayileşme ile özdeşleştiğine göre sanayileşme kaçınılmaz bir hedef olmuştur. Ancak sanayileşmenin de çevre problemlerine yol açtığı görülmüştür.

Fabrikaların kuruluş yerlerinin yanlış seçimi, geri teknolojilerin kullanılması, baca gazlarının arıtılmadan atmosfere bırakılması gibi sebepler havanın kirlenmesine lk katkı sağlamaktadır. Kurulduğu yıllarda şehir dışında in Konya şeker fabrikasının bugün şehir içinde kalması, it Istanbul-İzmit arasındaki fabrikaların şehirle iç içe olması, Zonguldak (Ereğli-Karabük)'taki endüstri kuruluşlarının bu konudaki etkileri yaşanarak görülmüştür. Mesela; Artvin illine bağlı Murgul (Göktaş) ilçesi ve çevresi zengin bakır yataklarına sahiptir. 1907'de işletmeye açılan, 1951 de Etibank tarafından devralınan fabrika çevresinde yaklaşık 15.000 kişi yaşamaktadır. Cevher tozları yoğun bir şekilde etrafa yayılmakta ve yıkama suları doğrudan Murgul deresine verilmekte, asit fabrikasında ise eski teknoloji kullanılmaktadır .

Fabrika eski olduğundan izabe tesisinden çıkan S02 in % 25'i tutulabilmektedir. İşletme bacalarından çevreye (1 Km çaplı) 560 mikrogram/m3 SO2 yayıldığı belirtilmektedir.

Bunun tabii sonucu olarakta, buradaki sağlık kuruluşlarına gelen hastalarda üst solunum yolu rahatsızlıkları, ses kalınlaşması, iştahsızlık, kansızlık, burun kanamaları, alerjik rahatsızlıklar, ruhsal gerilimler, .. vb. hastalıklara rastlanmaktadır.

Ayrıca, 2 km. çaplı sahada bitki örtüsünün tamamen yok olduğu, karıncaların bile yaşamadığı, izabe bacasından yaklaşık 7 km. kuzey, 3 km. güney, yönündeki ağaçlarda kuruma, % 80 oranında verim düşüklüğü görülmüş olup, Murgul Çayı da oldukça kirli bir şekilde akmaktadır.

Benzer problemleri Karadeniz bölgemizde Zonguldak metropolitan alanında (Demir - çelik, kömür üretimi sırasında), Samsun'da (Bakır üretim tesislerinde), İstanbul'da her tür üretim ve çarpık yapılaşma, egzoz gazları vb. sebeplerle), Bursa, Ankara, Konya, Kayseri, İzmir, Eskişehir, Kütahya (gübre fabrikalarından ve termik santraller), doğuda Erzurum, Elazığ; güneydoğu'da, Diyarbakır'da bunun örneklerini görmek mümkündür.

Başkent Ankara'nın hava kirliliği ise, sanayileşmeden çok plansız şehirleşme, gecekondu çokluğu, kalitesiz fosil yakıt kullanımı yanında, şehrin coğrafi yapısından da kaynaklanmaktadır. Ayrıca egzoz gazlarının etkisi de, kirlenmede önemli paya sahiptir. Ancak son yıllarda yeşil alanların arttırılarak Ankara çevresinde bir "Yeşil Kuşak" oluşturulması şehirde kaliteli kömür ve bilhassa doğal gaz kullanımının yaygınlaşması, yakıcıların eğitimi, egzoz gazlarının sıkı kontrolü ile hava kirliliği en az seviyeye inmiş ve denetim altına alınmıştır demek mümkündür.

Ankara'daki bu örnek uygulama, diğer hava kirliliği sıkıntısı yaşayan şehirlerimiz için bir örnek oluşturmalıdır.

Hava Kirliliğinin Sebepleri konusuna dönmek için buraya tıklayınız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coğrafya Dersleri Kazanımları Listesi

Coğrafi Konumun Türkiye Ekonomisine Etkileri

2014 TÜİK Tarım ve Hayvancılık Verileri