Küresel Isınma

Atmosfere salınan karbondioksit, kloroflorokarbonlar ve öteki radyoaktif sera gazı emisyonlar nedeniyle yerin yüzey sıcaklıklarındaki artış "küresel ısınma" olarak tanımlanmaktadır. Küresel ısınma nedeniyle iklim değişikliklerinden sorumlu tutulan sera gazlarını güneşten alınan enerjinin bir kısmının uzaya geri dönmesini önleyerek atmosferde tutmaları ile meydana gelen "sera etkisi", yerin yüzeyinin ısınmasına etki eden en önemli faktördür.

Yer-atmosfer sisteminin küresel ısınması, sera etkisi ile oluşmaktadır. Bu sera gazlarının atmosferdeki birikimlerinin insan etkilerinin bir sonucu olarak arttığı ve bu artışın yerin yüzeyinin ısınmasını sağlayan doğal sera etkisini güçlendirdiği ve küresel iklimin bir kasıt olmasa bile değişebileceği günümüzde iklim bilimcileri tarafından kabul edilmektedir.

Küresel ısınmanın global olarak ele alındığında iklim sistemleri üzerindeki yerlerde ise, negatif yönde görüldüğü gözlemlenmiştir. Isınmanın kutuplara doğru, özellikle de kuzey yarımkürede daha fazla olacağı bu konuda çalışan iklim modelciler tarafından söylenmektedir. Küresel ısınmadaki bu çeşitlilik gelecekteki bölgesel sıcaklık dalgalanmalarının küresel ortamlardaki değişikliklere göre önemli ölçüde farklılık göstereceği düşünülmektedir.

Eğer küresel ısınmaya doğrudan etkili olan bu sera gazlarının konsantrasyonları iki kat artarsa, global ısınmanın 1.5-4.5 derece arasında artacağı tahmin edilmektedir. Bu artış neticesinde kara buzullarının erimesi, okyanusların termal genişlemesi gibi nedenlerle deniz seviyesinde 20-140 cm'lik artışlar sözkonusu olabilecektir. İklim değişiklikleri bir ülkeden diğerine göre veya bir coğrafi alandan diğerine göre farklılık gösterecek, ekvatora yakın bölgeler kuraklaşırken daha yüksek enlemlerde yağışlar artacaktır. Örneğin; Akdeniz Bölgesindeki sıcaklığın artması yağışların azalmasına, tarım ve bitki örtüsünün değişmesine ve çölleşmenin daha da artmasına neden olabilecektir.

Son yıllardaki araştırmalara göre küresel ortalama sıcaklıklarda geçen yüzyıl süresince gözlenen gerçek ısınmanın, 0.3-0.6 derece olduğu kabul edilmektedir. Gelecek yüzyıl süresince küresel ısınma konusunda çeşitli araştırma ve senaryolarla iklim değişikliği tahminleri yapılacak ve kamuoyunun sürekli gündeminde kalacaktır.

Hükümetler arası iklim değişikliği panelinde (IPCC)'nin kullandığı modellerin sonuçlarına göre her on yıl için 0.3 derece küresel ısınma beklenmektedir.

Bütün bu gelişmeler olurken küresel ısınmadan kaynaklanan iklim değişikliğinin engellenebilmesi açısından bazı önlemlerin kısa ve uzun vadeli olarak alınması gerekmektedir.

Atmosfer olayını azaltmak için alınacak tedbirler:



İklim değişikliğinin ana kaynağı olan sera etkisi -küresel ısınma olaylarını azaltmak için hükümetlerarası düzeyde ortak çalışma ve değerlendirmeler IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Grubu) aracılığı ile gerçekleştirilmektedir. İnsan kaynaklı sera gazı emisyonlarını azaltmak yada mevcut durumun muhafazası amacıyla ilk girişimler, 1980'li yıllarda başlamıştır. 1988 yılında Toronto'da gerçekleştirilen "Değişen Atmosfer Konferansı" nda uluslararası bir hedef olarak global karbondioksit emisyonlarının 2C05 yılına kadar %20 azaltılması benimsenmiş, 1990'da Cenevre'de gerçekleştirilen "II. Dünya İklim Konferansı" nda ise tüm ülkeleri CFC (Cloroflorokarbon) emisyonlarını azaltmak için teknik ve ekonomik imkanlarını kullanmalı isteği, sonuçlar ve öneriler bölümünde yer almıştır. Bu önlemlerin başında ise, enerjinin verimli kullanımı ile alternatif yakıt ve enerji kaynaklarının kullanılması gelmektedir.

Ülke ya da ülke gruplarının atmosfere saldıkları sera gazı emisyonların sera etkisi ve küresel ısınma olan reel katkıların tespit edilmesi ve doğal dengenin korunması için gerekli çabayı göstermeleri gerekmektedir. Genel olarak bir ülkedeki emisyonların düzeyi ekonomik etkinlikleri ve hayat standartının bir sonucudur. Bu nedenle sosyo - ekonomik göstergelerin seçiminde tek bir göstergeye bağlı kalmayıp, ülke çıkarlarına uygun birkaç parametreyle birlikte değerlendirilmelidir.

Söz konusu olan insan hayatı ve tüm canlıların nefes aldığı atmosferimizin geleceği dikkate alınarak hem birey olarak hem de toplum olarak herkes üzerine düşeni yapmalı, gerekli duyarlılığı göstermelidir. Şayet bu konuda geç kalınırsa atmosferin küresel ısınmasının eğiliminin durdurulamaması ihtimali, telafisi mümkün olmayacak geri dönüşü olmayan iklim değişikliklerinin doğal sarsıntılara ve felaketlere yol açabileceği göz önüne alınmalıdır.

Hava Kirliliğinin Etkileri konusuna dönmek için buraya tıklayınız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coğrafya Dersleri Kazanımları Listesi

Coğrafi Konumun Türkiye Ekonomisine Etkileri

2014 TÜİK Tarım ve Hayvancılık Verileri