Kıyı Kentlerimizin Çevre Sorunları

Kıyı; deniz, göl ve akarsularda taşkın durumları dışında suyun karaya değdiği noktadan sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluştuğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, bataklık vb. alanlardır.

Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz tarafından çevrili olan Anadolu yarımadası, Asya kıtasından batıya doğru uzanmaktadır. Bu yarımadayı binlerce km. uzunlukta bir kıyı şeridi çevreler. 8 333 km'lik toplam kıyı şeridi uzunluğu ile Türkiye, Avrupa ülkeleri içinde en uzun kıyı şeridine sahip ülkelerden biridir. Bunun 6 480 km.'sini Anadolu kıyısı, 786 km.'sini Trakya kıyısı, 1 067 km.'sini Adalar kıyısı oluşturur.

Karadeniz Kıyısı 
Bulgaristan sınırından Rumeli fenerine177 km
Anadolu fenerinden Gürcistan sınırına1518 km
İstanbul Boğazı 
Kızkulesinden Anadolu fenerine35 km
Sarayburnundan Rumeli fenerine55 km
Marmara Kıyısı 
Çardak fenerinden Kızkulesine633 km
Çankaya burnundan (Gelibolu) Sarayburnuna264km
Ege Kıyısı 
Dalaman nehrinden Kumkale burnuna2593 km
Kale burnundan (Seddülbahir) Çankaya burnuna78 km
Akdeniz Kıyısı 
Suriye sınırından Dalaman nehrine1577 km
Adalar Kıyısı 
Marmara adaları kıyısı252 km
Karadeniz adaları kıyısı6 km
Akdeniz adaları kıyısı130 km
Ege adaları kıyısı679 km

Kıyı illeri, idari açıdan Türkiye'nin tüm yüzölçümünün % 29.2'sini veya 226.843 km²'lik bir alanını kapsar. Buna karşın ülke nüfusunun büyük bölümü kıyı illerinde yaşamaktadır.
Kıyı bölgelerinde hassas çevre ve doğal kaynaklar üstünde, ekonomik faaliyetlerin yoğunluk ve çeşitliliğinin önemli etkisi vardır. Hem nitelik hem de yoğunluk açısından farklılıklar gösteren çevresel etkiler, büyük miktardaki arıtılmamış atık suların deşarjından, iç göçlerin sebep olduğu çarpık kentleşme, katı atıkların uygun bertaraf edilmemesi kıyıların doğal yapısının ciddi ölçüde bozulmasına kadar varan çeşitlilik göstermektedir.

Türkiye kıyı şeridi, doğal ve çevresel kaynaklar yönünden çok zengindir. Bu zenginlikler arasında benzersiz kıyılar, doğal parklar, verimli ovalar, çok sayıda koy'un yanısıra çok zengin sulak alanlar, haliçler sayılabilir.

Kıyılarımızın turizm yönünden önemi inkar edilemez. Kıyı bölgelerimizin turizme olumlu etkileri büyük olmaktadır. Bunun devamlılığı için bu bölgelerin doğal yapısının ve ekololojik dengesinin bozulmaması gerekir.

Turizm, döviz girdisi ve mahalli istihdam açılarından önemli ekonomik yararlar sağlamış olmasına rağmen, çevre üzerinde de önemli olumsuz etkiler yaratmaktadır. Turizm, sanayi ve tarım faaliyetleri aynı doğa ve çevre kaynaklarının kullanımı için birbirleriyle rekabet halinde olduklarından özellikle kıyı arazisinin kullanımı konusunda çekişme giderek daha gözle görülür hale gelmiştir. Bunun için kıyı alanları yönetimine gerek vardır.

Limanlar, bazı kıyı bölgelerindeki ekonomik hareketliliğin çok önemli unsurlarıdır. Ulaşım, ithalat ve ihracat için limanlar çok önemli altyapılardandır. Bu ve benzer altyapılar gelişmenin sürekliliği için gereklidir. Ancak bunlar için uygun yer seçiminin yapılmış olması ve çevreye muhtemel olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için gerekli tedbirlerin alınabilmesinin kontrolü için 7 Şubat 1993 tarihinde çıkarılmış olan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği'ne göre ÇED Raporu hazırlanması ve ÇED Olumlu Belgesi alınması gerekir. Benzer faaliyetler için de aynı durum söz konusudur.
Akdeniz ve Ege sahillerinde; 17 deniz kaplumbağa üreme bölgesi bulunmaktadır. Bunlar; Dalyan, Dalaman, Fethiye, Patara, Kumluca, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa, Göksu Deltası, Taznalı, Akyatan, Samandağı, Ekincik, Kale, Tekirova, Anamur olarak tespit edilmiştir.

Akdeniz foku, dünyanın en nadir 10 memelisi arasında yer almaktadır. Akdeniz ülkelerinin çoğunda insan faaliyetleri ve çevre kirliliği yüzünden habitat kaybına uğramış ve yok olma tehdidi ile yüz yüze gelmiştir. Akdeniz foku, Türkiye kıyılarında başlıca dört ana bölgede yaşamaktadır.

Bunlar:

- Kuzey Ege (Gökçeada ve Foça)
- Çeşme - Sığacık arasındaki bölge
- Bodrum Yarımadası
- Doğu Akdeniz (Gazipaşa - Mersin arası) olarak belirlenmiştir.

Kıyıları Kirleten Faaliyetler

1. Kıyı bölgelerinde nüfus artışının yarattığı plansız kentleşme,
2. Turizmin hızlı gelişmesi sonucu doğal ve tarihsel alanların korunamaması,
3. Kıyı alanlarında yer alan faaliyetlerin teknik altyapı ve sosyal altyapı yetersizlikleri,
4. Kentleşmenin etkin bir biçimde kontrol altına alınamaması ve çevreyi korumak amacıyla yeterli kentsel hizmet ve altyapı sağlanamaması,
5. Hızlı ve düzensiz kentleşme sonucunda plansız kentsel alanlar, doğal değere sahip alanlar üzerinde dağınık yapılaşmalar, doğal alanların tahribi, görünümün bozulması ve su kaynakları üzerinde aşırı talep,
6. Atık suların kıyılara deşarj edilmesinin kıyıların rekreasyon amaçlı kullanım değerini düşürmesi,
7. Deniz sularının kirlenmesi neticesinde deniz canlılarının yok olması ve ekolojik bütünlüğün bozulması.
8. Kumsal boyunca dolgu yapılarak konut ve turistik tesislerin inşa edilmesi,
9. Mevcut kanalizasyon tesislerinin yeterli seviyeye getirilmemesi, deşarj noktasından önce gerekli yatırımın yapılmaması ve talebin mevcut kapasiteyi aşması,
10. Uluslararası taşımacılık yapan gemilerin yarattığı kirlilik,
11. Balıkçılık ve balık çiftliklerinden kaynaklanan kirlilik,
12. Su kaynağı, teknelerin motor gürültüleri, araçların gürültüleri gibi aktivitelerden kaynaklanan gürültü kirliliği,
13. Petrol çıkarımı, dip taraması, maden işletilmesi sintine ve balast sularının denize boşaltımı gibi deniz aktivitelerinden kaynaklanan kirliliklerdir.

Kıyıların Çevre Sorunlarına Çözüm Önerileri

1. Mevcut kanunlardaki çakışmalar ve çelişkiler gözden geçirilmeli ve kıyı alanları yönetimi programında yetki ve sorumluluk kargaşası ortadan kaldırılmalıdır.
2. Kıyı alanlarının planlama anlayışı değiştirilmeli, merkez, bölge ve yerel düzeylerde görev - yetki paylaşımı yeniden tasarlanmalıdır.
3. Hem belediye imar planlaması, hem de alt yapı oluşumunun kentsel büyümeyle uyum sağlayacak şekilde planlanması ve denetlenmesi gereklidir.
4. Turistik yörelerdeki inşaat ve yapı ruhsat harçları yükseltilerek, belediyelere ek gelir oluşturulmalıdır. Böylece kıyı alanlarının hızlı yapılaşmasına kısıtlama getirilmiş olur.
5. Kıyı boyunca yer alan plajların su kalitesini izlemeye yönelik düzenli bir program oluşturulmalıdır. Plajlar kirlilik derecelerine göre sıralanmalı ve sonuçlar yayınlanmalıdır.
6. Kıyı bölgelerinde yaşayan bozulma sürecinin halk sağlığı ve çevre üzerinde yaratacağı tehditlere ilişkin kamuoyunun bilinçlendirilmesini sağlamaya yönelik acil ve pratik önlemler alınmalıdır.
7. Kıyı alanlarının doğal ve yapılı çevresinin tüm değerlerini ve özelliklerini ortaya koyan bir kıyı bilgi bankası kurularak, veri tabanı oluşturulmalı; gelecekteki yönetim kararlarına esas oluşturacak bilgileri sağlayacak Kıyı Kaynak Envanteri çıkarılmalıdır.
8. Devlet bütçesinden belediyelere verilmekte olan payların dağıtımında, kıyılardaki ve turistik yörelerdeki belediyeler, daha büyük pay almalıdır.
9. Kıyı yerleşmelerinde, kirletenlerden ek vergi alınmalıdır.
10. Kitle iletişim araçlarından yararlanarak, kıyı alanlarının korunması doğrultusunda eğitim ve tanıtım çalışmaları yapılmalıdır.
11. Kıyıya paralel yani kıyıları tümüyle kapatan yapılaşma biçimi değiştirilerek, kıyıya dik gelişen ve doğa ile bütünleşen yapılaşma hedeflenmelidir.
12. Sahil kesimlerini ve deniz çevresini asit yağmuru tehlikesinden korumak amacıyla, bu kesimi olumsuz yönde etkileyen hava kirlenmesinin büyük ölçüde azaltılması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
13. Nesli tükenmekte olan deniz türlerinin, balıklar, kabuklu deniz canlıları ve diğer deniz yaşamını kapsayan deniz kaynaklarının korunmasına önem verilmelidir.
14. Ulusal ve bölgesel turizm politikaları, çevrenin taşıma kapasitesi ve koruma politikaları ile eşgüdüm içinde olmalıdır.
15. Sürdürülebilir turizm için gerekli altyapı; doğal kaynakların fiyatlandırılması, atıkların vergilendirilmesi ve turistik vergiler gibi araçlardan sağlanacak finansmanla yapılmalıdır.
16. Kıyı kaynaklarının aşırı kullanımının önlenebilmesi amacıyla endüstri, enerji, tarım vb. faaliyetler için ulusal gelişim politikalarının entegrasyonu sağlanmalıdır.

Yukarıda sıralanan bütün önerileri içine alan planlama yönetimine kıyı alanları yönetimi adı verilmektedir. Uygun çözümün geliştirilmesi için kıyı alanları yönetimi planının yapılmasına gerek vardır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coğrafya Dersleri Kazanımları Listesi

Coğrafi Konumun Türkiye Ekonomisine Etkileri

2014 TÜİK Tarım ve Hayvancılık Verileri