Havayı Kirleten Ana Kirleticiler ve Zararları

Kükürtdioksit (SO2)

Havayı kirleten kükürt bileşiklerinin en önemlisi S02'dir. Fosil yakıtlarının yakılmasından sonra geri kalan SO2 (kükürtdioksit) atmosferdeki katalitik (manganez ve demir tozları) veya fotokimyasal maddeler vb. ile reaksiyona girerek sülfür, sülfat ve nem durumuna göre sülfürik asite dönüşerek etkili olabilir.

SO2, suda kolayca çözünebilen bir gaz olduğu için kana da kolayca karışabilmektedir. Kirli havada çok bulunan bu kirletici, insanlarda üst solunum yolu enfeksiyonlarına sebep olabilmektedir. Ayrıca yapı malzemelerinin içine girerek çabuk bozulmalarına yol açmaktadır.

Kükürtlü kirleticiler nemli havada su buharı ile birleşerek sis ve pus olaylarının uzun süreli olmasına bunun yanında asit yağmuru olarak yere düşmeye de sebep olur. İşte bu SO2 gazı, en çok fosil yakıtlarının yanmasından kaynağını almaktadır.

Bundan dolayı fosil yakıtlarının kullanımına sınırlama getirilmesi yollan aranmalı veya alternatif enerji kaynaklarının üzerinde araştırmalara ağırlık verilmelidir.

Azotoksitler (NOx)

Azot bileşikli maddeler genellikle büyük sanayi kuruluşlarından, büyük fabrikalardan, yüksek sıcaklıkta yanan kazanların bacalarından ve benzinli araçların egzozlarından havaya karışmaktadır. Azotlu bileşiklerin en önemli iki tanesi azotmonoksit (NO) ve azotdioksit (NO2) dir. İkisi de zehirlidir. Bunlar da SO2 gibi suda kolayca çözünür ve suya girer. Sonrada kana karışarak zehirlenmelere yol açar. Çok düşük miktarda bile, kana karıştığı zaman ödem ve kanamalara yol açtığı için hem insanlar hem diğer canlılar için oldukça tehlikelidir. Renksiz, kokusuz, tatsız olan NOx akciğeri tahrip edip, hastalık yapabilme özeliğine sahiptir. Atmosferde fotokimyasal sis oluşumuna da yardımcı olan bu gaz, subuharı ile karışarak asit yağmuruna dönüşebilmektedir.

Karbonmonoksit (CO)

Daha çok katı, sıvı ve gaz yakıtlarının tam yanma olayının gerçekleşmemesi sonucu atmosfere bacalardan (ev, fabrika) ve egzozlardan çıkarak karışır.

Boğucu bir özelliğe sahip olan CO gazı, kanda O2 (Oksijen) taşımayı üstlenmiş olan hemoglobin ile birleşerek vücudun O2 kapasitesini azaltır.

Sigara dumanından çıkan CO oranı, 400-450 ppm mertebesindedir. Bir insanın sigara içmese dahi bulunduğu ortam, sigara dumanı bakımından yoğun ise, soluduğu ile kalp ve damar fonksiyonları etkilenebilir. CO gazı, kandaki O2'i azaltır ve insan faaliyetlerini, hareketini zayıflatabilir. Bu gaz (CO), havada %03 sınır değerinde öldürücüdür.

Asılı Partiküller (Parçacıklar - Tozlar)

Havada askıda bulunan partikül halindeki sıvı veya katı haldeki maddeler büyüklük ve yoğunluklarına bağlı olarak kirliliğe etki yapmaktadır. Endüstri kuruluşları ve evlerden çıkan kül, kömür, çimento tozu, kum, toprak vb. gibi katı maddelere toz denilmektedir. Bu kirleticilerin insanın fizyolojik yapısına iki şekilde etki yaptığı görülmüştür:

- Kimyasal bakımdan aktif olmayan kirleticilerin çizme, tahriş etme etkisi
- Kimyasal bakımdan aktif olan kirleticilerin zehirleyici (toksit) etkisi.

Solunum yoluyla havadaki 3 mikron çapından büyük taneciklerin vücuda girme şansları yoktur. Daha ince toz ve partiküller akciğere yerleşir, sonra kana karışır, son safhada ise, sinir ve damar rahatsızlıklarına sebep olabilir.

Diğer Kirletici Maddeler

Yukarıda bahsedilen ana kirleticiler dışında katı, sıvı, gaz halinde olabilen bazı maddelerin de havayı kirleterek canlı sağılığını tehdit ettiği bilinmektedir.

Bunlardan gaz halindeki hidrokarbonlar(HC) yakıtların iyi yanmamasından, egzozlardan ve benzin depolarından buharlaşmadan ortaya çıkar. Atmosferdeki fotokimyasal reaksiyon göstermesi ve kanserojen etkisi ile bilinmektedir.

Ayrıca kurşun, çinko, kadmiyum, krom gibi ağır metallerin de solunum yoluyla vücuda girerek insanlar ve diğer canlılara zarar verdiği tespit edilmiştir.

Doğrudan etki yapan tek organik gaz ise, etilendir. Flor ve florlu atık gazlar daha çok fosfatlı gübre üretimi esnasında ortaya çıkarlar. Bu florlu gazların da göz ve solunum yolu rahatsızlıklarına neden olduğu bilinmektedir.

Klor ve klorlu bileşikler ise; temizleyici, soğutucu, yangın söndürücü gibi üretim kollarında kullanılırlar. İlaç ve kimya sanayisinde çok kullanılan klorlu bileşikler de havada yüksek oranlarda bulunursa, solunum ve cilt yoluyla vücuda girerek kalıcı rahatsızlıklara hatta ölümlere bile yol açabilirler.

Yapılan araştırmalar insan ve diğer canlı hayatını tehdit eden kirleticilerden (CO) in %70-90'ının, (NO) in % 40-70 nin, (HC) un % 50 sinden fazlasının, şehirlerde havadaki kurşunun % 100 ünün egzoz gazlarından çıktığını göstermiştir. Tedbirler de bu duruma göre düşünülmelidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Coğrafya Dersleri Kazanımları Listesi

Coğrafi Konumun Türkiye Ekonomisine Etkileri

2014 TÜİK Tarım ve Hayvancılık Verileri